Dev-Genç Lideri Atilla Sarp: HDP barajı aşamaz

Bir süre önce kendisini 68’li olarak niteleyen 142 kişinin HDP’ye destek açıklaması yapması çok tartışıldı. 68’in önde gelen isimleri Arslan Kılıç, Gökalp Eren, Namık Kemal Boya gibi isimler, bu desteğe tepki göstermişti. Aydınlık, bu kez eski Dev-Genç Genel Başkanı Atilla Sarp’a HDP’yi ve 68’i sordu.

- Kendisini 68’li olarak tanımlayan bir heyet ‘biz HDP’ye destek veriyoruz’ diye bir açıklama yaptı. HDP’nin söylemlerinde de bu vurgulanıyor. Siz 68’in, Dev-Genç’in liderlerindensiniz. Var mı böyle bir durum?

O arkadaşlar Dev-Genç, 68 kuşağı adına konuşuyor ama size katılmayan çok sayıda insan var. Siz 142 kişi bir araya gelmişsiniz. Ancak 68’lilerde HDP’nin politikalarına, Türkiye’yi parçalamaya, etnik azınlıkları kışkırtmaya yönelik hareketlere karşı çıkanlar bin kat daha fazla. Siz 142 kişisiniz ama sizin bin katı insan da başka yerde. Ben o arkadaşlarımı bir de şu konuda uyarmak istiyorum: 1990 yılında HEP kuruldu. Bu partinin kurucularından biri de benim. Bu parti neyin partisiydi? Bir azınlık partisi değil, bir sentezdi. Onlar hakikaten taşın altına ellerini koydular.

- Neden HEP kurucusu oldunuz?

İçinde bulunduğum sendikalist hareketin, Abdullah Baştürk ve arkadaşlarının bu işin içinde olması nedeniyle bende katıldım.

- Ne oldu da ayrıldınız?

Kürt azınlıkçıları herkesi örgütten kovdu ve gidip pazarlık yapıp milletvekili oldular. İşleri güçleri hile. Ben bunu yaşadım. Siz tarihteki bu hileyi görmezseniz nasıl siyaset yapacaksınız.

'HDP BARAJI AŞAMAZ'

- Etnik partiye mi dönüştürdüler?

Orada demokrasiyi savunan güçlerin ağırlığı vardı. Birinci kurultayda bizim bu konudaki önerimiz, bu partinin azınlık partisi olmamasıydı. Bir etnisiteyi savunursa Türkiye’ye zarar verir. Veya Alevilik yaparsanız Alevi olmayanı dışlarsınız.

- Mesela HEP’le bugünkü HDP’yi karşılaştırdığınızda nasıl bir fark görüyorsunuz?

Bir kere HDP demokrasi söylemini ön plana çıkarıyor ama HDP’ye asıl güç verenler eski aşiret ilişkilerindeki feodal ağalar. Bunların büyük çoğunluğu AKP’yle de işbirliği yapıyor. Yani AKP’yle koalisyon halindeler. Benim korkum, HDP solcuların, sosyalistlerin, devrimcilerin oylarını gitmesi gereken yerlerden, örneğin CHP, Vatan Partisi, ÖDP vs. uzaklaştırıp HDP’ye çekecek. Öbür tarafa çok büyük zarar verecek. Ama HDP’nin altındaki ağalar oyları AKP’ye gönderecek. Hem HDP’yi baraj altı bırakacak, hem AKP’yi tekrar iktidar yapacaklar, hem de AKP içindeki Kürt azınlıkçılığın ittifakını oluşturacaklar.

'AKP BU İTTİFAKIN ÜRÜNÜ'

- HDP, AKP’nin önünde engel propagandası yapılıyor ama...

Fiili anlamda HDP’nin barajı aşması AKP’nin önünde engel değil. Teknik bir konu var burada. HDP’nin tabanındaki oylara bakalım. Örneğin A köyünde 100 oy varsa hepsi bir partiye gider. Ama öyle tablolar var ki, 70-80 oy AKP’ye, 20-30 oy HDP’ye gidiyor. Nasıl oluyor bu? HDP’nin buna karşı bir söylemi yok. Ayrıca bu 142 arkadaşın ve HDP’nin ağalığa karşı tek bir söylemi de yok. Çünkü ortaklık yapıyorlar. Zaten AKP de böyle bir ittifakın ürünüdür.

- HDP’nin söylemlerini nasıl görüyorsunuz?

Söylemlerinde tümüyle sosyalizmin literatürüyle, kendi devrimci literatürleriyle ve tarihimizin süreciyle ilgili konuşmaları yok. İkincisi, öyle bir bir araya geliş var ki, bu bir araya gelişi ben samimi olarak görmüyorum. Dolayısıyla menfi bir şekilde rol oynuyorlar. Yani Dev-Genç’in değerlerinin, mücadelesinin bunlarla hiçbir alakası yok. O 68’liyiz diyen arkadaşların da bir yıl genel başkanıydım. Bizim mücadele ettiğimiz değerleri hiçbir şekilde gözönüne almıyorlar. Biz ‘tam bağımsızlık’ dedik. Şimdi bakıyorum ABD emperyalizmi var, hani nerede bu söylem. Benim bazılarıyla özel konuşmalarım var, ‘ABD mandacılığına karşı çıkmakla yanlış yaptık. Keşke manda olsaydık’ diyenler var. O zaman açıkça çıkın ‘Biz Amerikan askerlerine, 6. Filo’ya karşı çıkarak büyük bir hata yaptık’ deyin. Bunlar halka da doğru söylemiyorlar. 68 kuşağına bakın çok azının Mustafa Kemal Atatürk’le sorunu vardır. Biz Mustafa Kemal’e sahip çıktık. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız olması, bağımsız devletin kurulması, laiklik ilkesi, köy enstitülerinin kurulması, halkevleri bütün bunlar Cumhuriyet uygulamalarıydı. Milli saniyiyi kurma, dünya emperyalizmine karşı bağımsız devlet olarak tavır olma, Ortadoğu’da bağımsız ittifaklar kurma... Bunlar hep bizim savunduğumuz değerlerdi. Bütün arkadaşlarımızın savunmalarında bunlar var. Şimdi bu arkadaşlar bunların hiçbiri yokmuş gibi davranıyor.

Ceyhun Bozkurt / Aydınlık