Soylu: Güya bizle dalga geçiyorlar
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "En son üç teröristi listesine alıp güya milletimizin gönlünü alacaklar. Ben size bu fotoğrafı okuyayım mı? Bugüne kadar hiç sesimi çıkarmadım. Güya bizle dalga geçiyorlar. İki bakanı yaptırım listesinden çıkartıp, üç teröristi yaptırım listesine koyuyorlar. Bize demek istiyor ki 'senin bakanınla terörist arasında bir fark söz konusu değil', biz de bunu yiyeceğiz." dedi.
Soylu, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen, AKÜ 2018-2019 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Kurtuluş Savaşı’nda kahramanlık ve şehadet destanlarının yazıldığı Afyonkarahisar'da eğitim almanın gençler için önemli olduğunu söyledi.
Ülkenin ve dünyanın eğitimli, üretken gençlere ihtiyaç duyduğunu belirten Soylu, "Dünyanın sizlerden çok şey beklediğini ifade ettim. Belki içinizde bu sözümü biraz abartılı bulanlar olmuştur. 'Hadi Türkiye neyse ama neden dünya bizden çok şey beklesin ki?' diyeniniz olmuştur. Dünya bekler. Evet, dünya sizden çok şey bekler. Çünkü o gelişmiş, o zengin ülkelerin, o meşhur üniversitelerinden mezun Batılı gençlerden, maalesef bu dünya umduğunu bulamadı. Biz oralardan yetişen kimyagerlerin, en iyi ilaçları yapacağını, ölümcül hastalıklara çare bulacağını zannetmiştik. Oysa onlar tuttular, en öldürücü sentetik uyuşturucuları imal ettiler." diye konuştu.
Soylu, yeni icat edilen uyuşturucuların tanımlandığı "Avrupa Birliği Erken Uyarı Sistemi"nde 670 çeşit uyuşturucu maddenin bulunduğunu, bunların yüzde 70'inin son beş yılda tanımlandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Oralardan mezun olan gençler interneti icat etti, umutlanmıştık. Sonra o internetten bomba yapmayı öğrettiler, uyuşturucu sattılar, teröristleri orada örgütlediler, insanların ahlakını bozma, insanların özel hayatını, vaktini, parasını çalmak, banka hesaplarını bozmak gibi siber suç ve günahları işlediler. İşte onun için dünyanın tüm mazlum milletleri, terörden kaçanlar; göç yollarında perişan olan insanlar; 'Türkiye’den insanlar gelsin de bize birkaç kuyu açsın, hastane yapsın, ilaç versin' diye bekleşen Afrikalı insanlar, sizlerden, yani Afyon Üniversitesinin gençlerinden çok şey bekler.”
Soylu, 3 gün önce İngiliz İşçi Partisi yetkililerini ağırladığını, İngiliz heyetin, Türkiye’nin sınır ve sınır ötesi adımlarını, terörle mücadelesine ilişkin bilgi almak istediklerini aktardı.
İngiliz heyete Türkiye’nin bölgesinde yaptığı işleri, kapsamlı terörle mücadelesini anlattığını bildiren Soylu, şunları kaydetti:
"Türkiye’de 3 milyon 591 bin Suriyeli kardeşimiz var. Bunun sorumlusu sadece bu coğrafya mı? Afganistan’da üretilen afyonun, haşhaşın sorumlusu sadece bu coğrafya mı? Pakistan, Afganistan, Suriye, Irak, Tunus, Yemen, Fas, Mısır şu anda büyük bir karmaşanın içerisinde, istikrarsızlık ve yönetilememezlik içerisinde. Bunu bu noktaya getiren burada yaşayan insanlar mı sadece? Gün geçtikçe zenginleşen, tam 400 yıldır bütün dünyaya hükmetmeye çalışan Batı, acaba bunun neresinde? Oturduğunuz koltuklar, yaptığınız sofistik tartışmalar, aç kalan insanlar, 'sadece bir gram petrol alınacak da bundan kar elde edilecek' diye dişlerini gıcırdatan vahşi kapitalistleri tatmin ediyor mu? Ege’de, Akdeniz’de zulümden, yoksulluktan kaçmak, namusuna, ırzına sahip çıkabilmek için kendisini bir felakete sürüklediğinin farkında olduğunu bilse bile, çocuklarıyla ölüme gittiğini bilse bile, kendini o dalgaların içine atan insanlardan, çocuklardan hiç ders çıkarıyor musunuz?”
"Türkiye alelade bir yerdeki sıradan bir ülke değildir"
Eğitimin sadece meslek sahibi olup para kazanmak için alınmadığını vurgulayan Soylu, şöyle konuştu:
"İnsan olarak bir anlam kazanabilmek için de okuyorsunuz. Bunun için, nerede yaşadığımızı, şartlarımızı, sorumluluklarımızı doğru anlamak zorundayız. Türkiye alelade bir yerdeki sıradan bir ülke değildir. Bulunduğumuz coğrafyayla ilgili bir resim çizmek istiyorum. Dünyada savunma sanayi harcamaları 2017 yılında 1.7 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Amerika’nın Ortadoğu’daki savunma bütçesi 69 milyar dolar. İngiltere 50 milyar dolarlık toplam savunma bütçesi ile Ortadoğu’da etkinliğini arttırmaya çalışırken, Fransa, 2019-2025 yılları arasında 295 milyar euro savunma harcaması yapmayı planlıyor. Dikkat ederseniz bu bütçelerin adı, 'savunma bütçesi'. İnsan doğal olarak 'kime karşı savunma’ diye soruyor değil mi? Bu ülkelerin Ortadoğu’ya uzaklığı 4-5 bin kilometre ile 11 bin kilometre arasında değişiyor. Öte yandan dünyada şu anda benim bildiğim kadarıyla resmi olarak savaşta olan, ordularının karşılıklı savaştığı herhangi iki ülke yok. Kime karşı bir bütçe ve kime karşı bir savunma hiçbirimiz bilmiyoruz. bu birinci fotografımız olsun."
- "Üç teröristi listesine alıp güya milletimizin gönlünü alacaklar"
Soylu, 2002'de Afganistan’da haşhaş ekili alanların miktarının 17 bin hektar olduğunu, ABD'nin de o tarihte Afganistan’a barış, huzur ve demokrasi getirme vaadleriyle müdahale ettiğini hatırlatarak, "Eksik olmasınlar, getirdikleri barış, huzur ve demokrasi sayesinde olsa gerek 2017 itibarıyla haşhaş ekili alan miktarı 328 bin hektara çıktı. Huzur, demokrasi ve barış... Bizi aldatmaya çalışıyorlar. En son üç teröristi listesine alıp güya milletimizin gönlünü alacaklar. Ben size bu fotoğrafı okuyayım mı? Bugüne kadar hiç sesimi çıkarmadım. Güya bizle dalga geçiyorlar. İki bakanı yaptırım listesinden çıkartıp, üç teröristi yaptırım listesine koyuyorlar. Bize demek istiyor ki 'senin bakanınla terörist arasında bir fark söz konusu değil', biz de bunu yiyeceğiz." diye konuştu.
Türkiye’nin gerek iç politika gerekse de dış politikada neyin ne olduğunu bilen, her şeyin farkında bir duruş sergilediğine dikkati çeken Soylu, Türkiye'nin doğru bir duruş sergilediğini bildirdi.
"Türkiye, eski Türkiye değildir"
PKK’nın uyuşturucu ticaretinden elde ettiği gelirin yıllık 1,5 milyar dolar olduğunun, bunun da Avrupa uyuşturucu pazarının yaklaşık yüzde 80’ine denk geldiğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getiren Soylu, şöyle devam etti:
"Stratejik ortağımız, bizle beraber, 3 tane teröristi listesine alırken, arka cephede, Suriye Irak cephesinde, PKK ile beraber 'petrolün yüzde 25'i benim olacak, yüzde 75'i senin olacak' hesabını yapanlardır. Bu bir iki yüzlülüktür, bu samimiyetsizliktir. Bu kadar açık ve nettir. Nerede, hangi gün, kimle yaptığı da bilgimiz dahilindedir. Türkiye, eski Türkiye değildir. Türkiye'yi eski Türkiye olarak niteleyenler yanılmaktadır ve yanıldıklarını da anlamaktadırlar."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Evlatlarımız, şanla, şerefle, onurla ve her şeyi göze alarak bir mücadeleyi ortaya koyuyorlar. Terörle mücadelede saldırı sonrası taarruz değil, sürekli taarruz ortaya koyan bir anlayış sergiliyoruz. Artık kesintisiz operasyon yapıyoruz. Yine terörle mücadelede, terörü kaynağından yok etmek üzere bir anlayışı ortaya koyuyoruz." dedi.
Soylu, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen, AKÜ 2018-2019 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, dün Muş’un Varto ilçesinde şehit er İbrahim Özkur’un cenaze törenine katıldığını, şehit babasıyla arasında geçen diyaloğun kendisine farklı bir ders olduğunu söyledi.
Babanın metanetini, onurlu duruşunu anlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Kulağıma eğildi ve bir cümle söyledi. Evladıydı, evladının ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutu önündeydi. Evladı bir kahramandı ve şehit olmuştu. Apayrı bir duyguydu ama dönü bir şey söyledi; 'Bizim İbrahim zanaatkardı, iyi bir mobilyacıydı. 4-5 tane meseleyi maharetli bir şekilde yönetebilirdi' dedi. Evladını hem bir kahraman, hem bir evlat, hem de bir zanaatkar olarak niteleyen bir babanın hissiyatını, düşüncesini sizlerle paylaşmak istedim. Bu babanın ve evladının taşıdığı onurlu sorumluluğu herkesin taşıması gerek. Bu söylediklerimde hayatın belli bir döneminde gördüğümüz bir fotoğraf yok. Büyük bir sorumluluk var. Bu sorumluluğu hissetmediğimiz sürece bu topaklar bize ağır gelir. Bu toprakların bizim tarafımızdan hür, özgür ve bağımsız bir şekilde yönetilmesini istemeyenler zaten var.”
Soylu, Türkiye'nin belli bir istikamette ilerlediğinin ve hedefinden hiç şaşmadığının altını çizerek, "Türkiye 20. yüzyılın ortalarında köylerle şehirleri birbirine entegre etmiştir. Rahmetli Adnan Menderes, bir köylünün oğlu veya kızının avukat, mühendis, vali, profesör ve esnaf olabilmesini sağlayacak o köylerle şehirleri birleştirmiştir. Rahmetli Özal, o çizgiyi hiç bozmadı, üzerine bir şey daha ilave etti. Büyük şehirleri büyük şehirlerle otobanlarla birleştirdi. Cumhurbaşkanımız da 81 vilayeti özellikle bölünmüş yollarla birleştirdi." değerlendirmesinde bulundu.
1950'lerde Türkiye’de güçlü üniversitelerin açılmaya başlandığını hatırlatan Soylu, bugün Türkiye'nin aynı istikametini, vizyonunu devam ettirdiğini, 200’ün üzerinde üniversite sayısına ulaşıldığını kaydetti.
Soylu, Tunceli’de, Hakkari’de, Şırnak’ta, Çorum’da, Kastamonu’da üniversite olmasını eleştirenlerin 20 yıl sonra "İyi ki yapıldı" düşüncesine sahip olacaklarını vurguladı.
Türkiye’nin bedel ödemekten korkan bir ülke olmadığını belirten Soylu, "Ülkemizde yaklaşık 40 yıldır faaliyet gösteren PKK adlı, adı batasıca bir örgüt var. Biz bu örgütü 2 bin 500- 3 bin rakımlı dağlarda mağaralarını, barınaklarını buluyoruz ve imha ediyoruz. Dün Gabar’da şehit olan evlatlarımız orada dururken şehit olmadılar. Orada yüzlerce timimizle beraber hava operasyonu yapıyoruz.” ifadesini kullandı.
"Artık kesintisiz operasyon yapıyoruz"
Bütün ülkeyi terörden arındırmak, ülkenin her karışında Türk bayrağını dalgalandırmak için operasyonlarını kahraman Türk evlatlarıyla sürdürdüklerini anlatan Soylu, "Evlatlarımız, şanla, şerefle, onurla ve her şeyi göze alarak bir mücadeleyi ortaya koyuyorlar. Terörle mücadelede saldırı sonrası taarruz değil, sürekli taarruz ortaya koyan bir anlayış sergiliyoruz. Artık kesintisiz operasyon yapıyoruz. Yine terörle mücadelede, terörü kaynağından yok etmek üzere bir anlayışı ortaya koyuyoruz." diye konuştu.
Soylu, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekatlarıyla bölgeye huzur getirdiklerine dikkati çekerek, Türkiye’nin mazlum coğrafyalarda önemli bir görev üstlendiğini, kendisine dayatılanı kabul etmediğini, ülkelere barış ve huzur ortamı getirme gayretinde olduğunu kaydetti.
"Türkiye kendi oturma havzasını genişletmek, kendisini büyütmek istiyorsa, Türkiye’nin sürekli taviz altında bırakılan bir ülke olması için birileri gayret göstermeye devam edecektir.” diyen Soylu, bunu öngörmek ve tedbir almak gerektiğini söyledi.
Soylu, ülkenin büyük hedeflerle yoluna devam ettiğini vurgulayarak, "Elimizi açıp da ‘Ne olursunuz bize bir insansız hava aracı gönderir misiniz' diye yalvaran bir Türkiye değiliz. Bugün mühimmatımızın önemli bir bölümünü kendimiz yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Kırmızı bültenle aradığımız teröristlere de Avrupa’da oturum hakkı veriliyor"
Terörün Avrupa'dan destek aldığını dile getiren Soylu, şunları kaydetti:
"Size para, araç, harita, ekipman verip göndersem bile asla ulaşamayacağınız, yerini yolunu bulamayacağınız yerlerdeki o mağaralardan ambalajı açılmamış, Avrupa menşeili yepyeni silahlar, sevkiyata hazır halde fıçılara doldurulmuş ve Avrupa’nın göbeğinde üretilmiş uyuşturucu hapları buluyoruz. Siz buradan ulaşamazsınız ama o haplar ve o silahlar Avrupa’nın göbeğinden oraya ulaşmış. Ayrıca yine Avrupa’nın müreffeh ülkelerinden dernekler aracılığıyla bu örgütün yan kollarına yapılmış milyon dolarlık bağışlar tespit ettik. Siz şurada bir öğrenci derneği kursanız, Avrupa’dan kimse size bir lira yardım etmez. Ayrıca bizim bu örgüte mensup, insan öldürmüş, suçu sabit ve kırmızı bültenle aradığımız teröristlere de Avrupa’da oturum hakkı veriliyor."
Türkiye’nin dünyanın hiçbir yerinde bölücülüğü desteklemediğine işaret eden Soylu, “Dünyanın hiçbir ülkesine gidip, o ülkede bölücülük üzerinden siyaset üretmeye çalışan bir terör örgütünün siyasi kolu olan siyasi partiye, ‘Sizin söylediklerinizi Pentagon’a ulaştıracağım' diye bir sözü bizim bir diplomatımız asla söylemez.” değerlendirmesinde bulundu.
Güvenlik güçlerinin dört bir koldan terörle, uyuşturucuyla mücadele ettiğini aktaran Soylu, şöyle konuştu:
"Doğu sınırlarımızın tamamını ve güney sınırlarımızın tamamını kamera, sensör ve duvarlarla çeviriyoruz, terör sızmalarını, uyuşturucu geçişlerini, düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye gelişlerini engelleyebilmek için. Aynı zamanda Ege Denizi, Akdeniz ve Karadeniz 2-3 yıllık zaman dilimi içerisinde kameralarla ve radar sistemiyle dünyada neredeyse hiçbir ülkede olmayacak bir teknolojiyle izleyebileceğiz."
"O kızları PKK terör örgütüne yem etmeyeceğiz"
Soylu, 2016'da dağlarda 2 bin 750 teröristin barındığını bugün bu sayının 700 ile 720 arasına düştüğünü belirterek, “Nereye kadar giderseler, oraya kadar peşlerinden gideceğimizi ifade etmek istiyorum.” dedi.
Teröristlerin, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan 13-14 yaşında kız çocuklarına, ailelerinden ayırdıktan sonra taciz ve tecavüzde bulunduğuna işaret eden Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu bizim dinimize, inancımıza, geleneğimize, atamıza, adetimize, örfümüze uyuyor mu? Seyirci mi kalalım? Allah’a hamdolsun, Şırnak’ta da Beytüşşebap'ta da, Batman Kozluk'ta da bugün hiçbir sınıfımızda tek bir öğretmen eksikliği yoktur. O kızları PKK terör örgütüne yem etmeyeceğiz. Allah nasip ederse her birinden öğretmen, mühendis, doktor ve şu üniversitelerde bu ülkenin yarınlarına güçlü bir şekilde evlatlar yetiştireceğiz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bizim Balkanlarda 500 yıllık mazimiz vardı, Orta Doğu’da 400 yıllık. Bize bu koskoca maziyi unutturmaya, kapılarımızı herkese kapattırmaya çalıştılar. Sanki oralarda yaşamamışız, oralara vali atamamışız, oraları yönetmemişiz, oralarda soydaşlarımız, dindaşlarımız yokmuş gibi." dedi.
Soylu, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen, AKÜ 2018-2019 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, İçişleri Bakanlığına bağlı polis teşkilatı, jandarma, güvenlik korucuları ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görev yapan toplam 525 bin kişinin terör, uyuşturucu ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele ettiğini söyledi.
Bu bilançonun, ülkede büyük bir sorumlulukla beka mücadelesi verildiğinin göstergesi olduğunu belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Bu anlattıklarım, yükümüz, sorumluluklarımız ve maliyetlerimizle ilgiliydi. Elbette ki bunun karşısında bir de gücümüz var. Türkiye’nin bu sorunlarla mücadele ederken kullandığı en büyük iki gücü vardır. Birisi, büyük milletimizin cesaret ve feraseti, yani tarihten getirdiği hasletleri, ikincisi de köklü devlet geleneğimizdir. Milletimizin özelliklerine ait olan kısmı, varlığımıza yönelen tehditlere karşı binlerce yıldır değişmeden verdiğimiz tepkilerdir."
"Bize yıllarca kendimizi küçük gösterdiler"
Soylu, Türkiye’nin köklü devlet geleneği sayesinde, karşısında hiçbir güç tanımadığını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bize yıllarca kendimizi küçük gösterdiler. 'Siz yapamazsınız, siz beceremezsiniz' dediler. Sizlerin yaşındayken Türkiye kendini ancak Yunanistan ile kıyaslayabilirdi, onunla yarışırdık. Oysa küçümsemek gibi olmasın ama tarihin hiçbir döneminde bizimle kıyaslanacak bir konuma gelememiş bir ülkedir. Bizim Balkanlarda 500 yıllık mazimiz vardı, Orta Doğu’da 400 yıllık. Bize bu koskoca maziyi unutturmaya, kapılarımızı herkese kapattırmaya çalıştılar. Sanki oralarda yaşamamışız, oralara vali atamamışız, oraları yönetmemişiz, oralarda soydaşlarımız, dindaşlarımız yokmuş gibi."
Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi bugün de yardıma muhtaç soydaşları ve dindaşlarına kucak açtığına işaret eden Soylu, ülkenin şimdiye kadar hiçbir mazluma sırtını dönmediğini, aldığı dualarla dimdik ayakta kaldığını vurguladı.
"Bu değerlerimizden güç alıyoruz"
Jandarma Genel Komutanlığının 179, Emniyet teşkilatının ise 173 yaşında olduğunu hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Bütün bunlar bir devlet geleneği oluşturur. Bize bu büyük birikimlerimizi zaman zaman unutturmaya, bu birikimlere saldırmaya çalıştıkları oldu. Bunu bazen darbelerle yapmaya kalktılar, bazen sağ sol çatışmaları şeklinde örgütlediler, bazen laik dindar şeklinde suni ayrıştırmalarla gerçekleştirmeye çalıştılar. Bazen de aslında bir zenginlik olarak kabul ettiğimiz etnik farklılıklarımız üzerinden bir fay hattı oluşturmaya çalışarak bunu gerçekleştirmek istediler. Ancak bütün bunlara karşı, medeniyet kodlarımızdaki sütunlar imdadımıza yetişmiştir. Başta inançlarımızdaki hoşgörü geleneği olmak üzere, Anadolu’daki bin yıllık geçmişimizin bütün kültürel figürleri, bu mücadelede bizi ayrıştırmak isteyenlere karşı bütünleyici bir rol oynamıştır. İşte Türkiye, bugün verdiği bütün mücadelede bu saydığım özelliklerinden ilham almaktadır. 3 milyon 591 bin Suriyeli göçmeni insanlığa yakışır şekilde ağırlarken de bu değerlerimizden güç alıyoruz. Dünya eroin yakalamalarının yüzde 16'sını, Avrupa eroin yakalamalarının ise 2 katını tek başımıza gerçekleştirirken de yine bu özelliklerimizden güç alıyoruz. PKK, FETÖ, YPG, DHKP-C ile eş zamanlı mücadele ederken de yine aynı özelliklerimizden güç alıyoruz."
Soylu, Anadolu'nun zorlu bir coğrafya olduğuna dikkati çekerek "Biz İsviçre'deki, İsveç'teki, Norveç'teki bir ülke değiliz. Dünyanın en önemli iki enerji çıkarananın arasındayız. Birisi Hazar Havzası, birisi Orta Doğu Havzası. Avrupa elini ayağını açmış enerji bekliyor. Bizi de buranın en önemli enerji geçiş güzergahı yapmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar." ifadelerini kullandı.
AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak da konuşmasında 3 enstitü, 11 fakülte, 1 devlet konservatuvarı, 5 yüksekokul ve 14 meslek yüksekokulunda, 87 bölüm ve 84 program ile 43 bin 800'ü aşkın öğrencinin eğitim gördüğünü ayrıca 58 ülkeden 540 yabancı öğrenciye eğitim verildiğini aktardı.
Törene, Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Hüseyin Sezen, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Törenin ardından Bakan Soylu ve protokol üyeleri, üniversite yerleşkesindeki AKÜ Yarı Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu ve Spor Tesisleri'nin açılışını gerçekleştirdi.