Sanatın gücüyle yaşıyorlar
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda tedavi olan hastalar bir araya gelerek çeşitli sanat dallarında eserler üretti. Tıp fakültesi tarafından düzenlenen Sanat Psikoterapisi ve Rehabilitasyon Programı kapsamında hastalar sanat terapisiyle hem tedavi oluyor hem de ortaya çıkan eserleri açtıkları sergide sanatseverler ile buluşturuyor.
Psikiyatri hastası olan, günlük hayata katılmada zorluk çeken, sosyal hayattan uzaklaşmış hastaların tekrar sosyal hayata katılımını sağlamak amacıyla düzenlenen programda hastalar sergiledikleri eserleri satma imkanı da buldu. Satılan eserlerden elde edilen gelir, hastaların gelecek dönemdeki çalışmalarında kullanılacak materyallerin satın alınması için harcanacak.
“İNSANCIL, ONARICI, HASTALIK KİMLİĞİNE SIKIŞMIŞ OLMANIN DIŞINA ÇIKARAN BİR TERAPİ YÖNTEMİ”
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Sanat Psikoterapisi ve Rehabilitasyon Programı yöneticisi Doç. Dr. Nurhan Eren Türkiye’de sanat terapisinin tarihinin 1957 yılına dayandığını söyledi. Kendisinin de 25 yıl önce bu terapi tekniğini tedaviye ek olarak başlattığını açıklayan Doç. Dr. Eren hastaların duygularını eserler sayesinde ifade edebilmeye başladığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu aynı zamanda bir paylaşım aracı oluşturdu. İnsancıl, onarıcı, hastalık kimliğine sıkışmış olmanın dışına çıkaran ve özgün, kendinin güçlü yanlarını ortaya çıkaran, yapma, üretme ve başarma üzerinden de verimli bir yaklaşım getiren bir terapi yöntemi.”
Programın sanata giriş ve ebru atölyesi yürütücülerinden Havva Gülşen, poliklinikten gelen hastaların bu atölyeler sayesinde sanatın farklı dallarını deneyimleme fırsatı bulduklarını ve doktor hasta iletişiminin geliştiğini belirtti. Bu çalışmalarda hastaların kendilerini akışa ve renklerin dağılımına bıraktıklarını, yaşamdaki renkleri ve kendi renklerini fark ettiklerini, olanı daha kolay kabul etmeye başladıklarını söyledi.
“İÇ DÜNYASINI ÇEKTİĞİ FOTOĞRAFLARLA YANSITIYOR”
Ressam olduğunu ve terapiye bu sene başladığını belirten hastalardan biri ise iç dünyasını özellikle çektiği yıkıntı fotoğraflarıyla yansıttığını ve bu fotoğraflardan bazılarının yağlıboya çalışmasını yaptığını belirtti. Ayrıca konuşma terapisi gibi terapilerin hastanın iç dünyasını aktarma noktasında eksik kaldığını ve insanlara sanatını sunmanın onu çok mutlu ettiğini de sözlerine ekledi.
Üç senedir fotoğraf terapisine katıldığını söyleyen bir diğer hasta ise daha önce fotoğraf çekerken çok zorlandığını fakat şimdi hislerini fotoğraf çekerek ortaya koyduğunu ve onları paylaşmaktan çekinmediğini belirtti.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Sanat Psikoterapisi ve Rehabilitasyon Programı kapsamında yaratılan eserler bu sene 1 Haziranda sonlanacak olan sergide sanatseverlere sunuluyor.