Beyazıt Karataş uyarmıştı!
Y ine F4 düştü, iki pilot şehit oldu. Genelkurmay'dan yapılan açıklamada "112'nci Filoya ait bir adet F-4E 2020 uçağı saat 09.50'de Konya Atış Sahasında henüz bilinmeyen bir nedenle kaza kırıma uğramıştır. Maalesef iki genç kahraman pilotumuz şehit olmuştur" denildi.
Düşen uçaktaki pilotlardan birinin atladığı, şehit pilotun cenazesinin enkazdan 100 metre ileride bulunduğu iddiası var.
Malatya'da da 25 Şubat'ta 2 RF-4E düşmüş 4 pilot şehit olmuştu.
Vatan Partisi Genel Başkan yardımcısı Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş 8 gün önce Malatya'daki kaza sonrası ulusalkanal.com.tr'ye özel kaleme aldığı yazıda, Uçak kazasının tekrar olmaması için neler yapılmalı konu başlıklarını yazmıştı.
İşte Karataş'ın kaleme aldığı o yazı!
AÇIK KAYNAKLARA YANSIYAN RF-4E UÇAK KAZALARI
1) 20 Ekim 1995: 1xRF-4E (113’üncü Filo) uçağımız düştü pilotlar kurtuldu.
2) 05 Kasım 1996: 1xRF-4E (173’üncü Filo) uçağımız düştü pilotlar kurtuldu.
3) 10 Ocak 2002: 2xRF-4E (173’üncü Filo) uçağı çarpıştı, pilotlar kurtuldu.
4) 09 Ocak 2003: 2xRF-4E (173’üncü Filo) uçağı çarpıştı, dört pilotumuz şehit oldu.
5) 22 Haziran 2005: 1xRF-4E uçağımız düştü, pilotlar kurtuldu.
6) 03 Ekim 2011: 1xRF-4E (173’üncü Filo) uçağımız düştü, iki pilotumuz şehit oldu.
7) 22 Haziran 2012: 1xRF-4E (173’üncü Filo) uçağımız, Suriye tarafından düşürüldü. İki pilotumuz şehit oldu.
8) 30 Eylül 2013: 1xRF-4E (173’üncü Filo) uçağımız düştü, pilotlarımız kurtuldu.
9) 24 Şubat 2015: 2xRF-4E (173’üncü Filo) uçağımız düştü, dört pilotumuz şehit oldu. Kaza incelemesi devam etmektedir.
SON RF-4E UÇAK KAZASININ GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ
24 Şubat 2015 tarihinde meydana gelen son RF-4E uçak kazasının elde mevcut , basına yansıyan ve doğruluğu tam olmayan ilk bilgilere göre muhtemel oluş şekli;
1) Uçakların 18.07’de kalktığı ve 19.05’te uçaklar ile radar irtibatının kesildiği , kazanın ise meydanın güney batısı yaklaşık 30-40 mil arasında olduğu dikkate alındığında, uçakların iniş için meydana yaklaştığı,
2) Yaklaşık bir saat boyunca uçan ve basına yansıdığı şekli ile radar irtibatı kesilene kadar teknik bir arıza bildiriminde bulunmayan uçuş kolunun, muhtemelen alçalış sırasında istem dışı emniyet irtifasının altına inerek yere vurduğu,
3) Diğer bir olasılık, yaklaşık bir saat boyunca uçan ve basına yansıdığı şekli ile radar irtibatı kesilene kadar bir arıza bildiriminde bulunmayan uçuş kolunun, gece ve kötü hava şartları nedeni ile veya başka bir nedenle çarpışarak düştüğü,
4) Havacılıkta her olasılığın meydana gelebileceği dikkate alındığında bu iki genel görüşün dışında başka tali etkenlerin de olabileceği,
5) Burada öne sürülen olasılıkların kesin bir değerlendirme olmadığı, uçak kaza kırımlarının nedenlerinin ancak hazırlanan ayrıntılı, tarafsız ve ve iyi incelenmiş “Müşeterek Kanaat Raporları-MKR” ile açıklığa kavuşturulacağı hususudur.
SONUÇ VE ÖNERİLER
1) Uçak kaza kırımlarının olduktan sonra incelenmesi değil, olmadan önlenmesidir.
2) Uçuş ve Yer Emniyeti bir zincirin halkası gibidir. Zincir nasıl en zayıf halkasından koparsa, bu kazaya neden olan zincirin zayıf halkası bellidir ve mutlaka bulunmalıdır.
3) Kazanın insan, teknik veya diğer bir nedenden dolayı olup olmadığı hususu detaylı incelenmelidir.
4) İsrail ve Türkiye’de ortaklaşa modernize edilen F-4E 2020 savaş uçaklarının aksine kazaya uğrayan RF-4E uçakları, sadece Türkiye’de modernize edilmiştir.
5) Havacılıkta bu ve buna benzer kazaların meydana geldiği ve gelebileceği dikkate alındığında, kamuoyunda sıkça sorgulanan bu olaya mahsus sabotaj olasılığı, uçakların yaklaşık bir saat uçması nedeniyle çok düşüktür.
6) Kazanın, “çok önemli ve ayrı bir tartışma konusu olan Kürecik’te konuşlu Füze Savunma Radarına” yakın bir bölgede olması ve onunla irtibatlandırılması gerçekci olmayacaktır.
7) Ancak, her uçak ve helikopter kazasının iyi incelenmeden, kamuoyunun sorularına açık ve net cevap bulmadan, meydana gelecek sadece uçak kazalarının değil, her türlü yer ve uçak kazasının altında siyasi iktidarların kalacağı ve kamuoyunda oluşan güvensizlik ortamının tavan yapacağı geçmiş örnekler dikkate alınarak unutulmamalıdır.
8) Sonuç olarak; Hava Kuvvetlerinde tecrübeli pilotların sistemde tutulmasının mümkün olmadığı son “Kumpas Davalar” ile daha da açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sadece pilotların değil başta Deniz Kuvvetleri’nin iyi yetişmiş personeli olmak üzere, Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı personelinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tasviye edilmesi çok ama çok önemli bir “Milli Güvenlik Sorunudur”. Tasviye davalarının açtığı yaralar ve bu yaraların kapanmasının 15-20 yıl alacağını bir kez daha burada hatırlatmayı, işte bu bahsettiğim zincirin önemli halkalarını oluşturan “Silah Arkadaşlığı” kavramının da bu çerçevede dikkate alınması gerektiği hususunu, meydana gelen ve gelecek uçuş ve yer kazaları araştırmalarını yaparken dikkate alınması gerektiğini “VATAN” borcu olarak tekrar üstüne basarak vurguluyorum.
Şehitlerimizin aziz hatırası önünde saygıyla eğilirken, şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına, uçan ve uçuranlara, Silahlı Kuvvetlerimize ve Türk Milletine başsağlığı diliyorum.
En derin saygılarımla.
Beyazıt Karataş Emekli Hava Pilot Tümgeneral Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı"