Türkiye'den 'Şam' uyarısı
Türkiye, Rusya ve İran’la ortak yürütülen Astana süreci ABD’yi rahatsız ederken, Türkiye’nin cihatçılara ‘Suriye’ye saldırmayın’ dediği ortaya çıktı
TÜRKİYE’nin İdlib’deki cihatçılara “Suriye yönetimi ile savaşmayın” telkininde bulunduğu ortaya çıktı. Astana sürecinde Rusya ve İran ile ortaklık içinde kararlaştırdığı İdlib operasyonu sessiz sedasız ilerlerken, uluslararası alanda tartışılıyor. ABD yönetiminin resmi yayın organı niteliğindeki Amerika’nın Sesi’nde konuyla ilgili geniş bir haber yer aldı. Haberde, şöyle denildi: “Suriyeli isyancı güçlerin komutanları Amerika’nın Sesi’ne yaptıkları açıklamada, Ankara’nın onları şimdi Suriye rejimine karşı saldırmaktan vazgeçirmeye çalıştıklarını söylüyorlar.” Amerika’nın Sesi’nde yer alan bu bilgiyi, Aydınlık’ın görüşlerine başvurduğu Suriye Hükümeti yanlısı ve Hükümet karşıtı kaynaklar da doğruladı. Haberde, ABD’nin Suriye muhalefetine yardımı kesmesinden sonra Türkiye’nin bu gruplar üzerinde etkili güç haline geldiği şöyle vurgulanıyor: “Komutanlar bu noktada aslen Amerika’nın silah desteğini kesmesinden bu yana Türkiye’nin isyancı güçlerin hamiliğini üstlendiğine de dikkat çekiyor.”
CİHATÇILAR TEMİZLENİYOR
Haberde dikkat çekici bir başka iddia, bazı cihatçı liderlere yönelik suikastlar. Haberde şöyle deniliyor: “Uzmanlar ve Suriyeli direnişçi güçlerin komutanlarına göre, Rusya’yla eşgüdümlü yürütülen İdlib’i kurtarma operasyonları sırasında Ankara’yla işbirliği yapmak istemeyen cihatçı bazı komutanlar peşi sıra suikastlarla öldürüldü. Türkiye’yle savaşa girişmek istemeyen diğer komutanlar da Rusya ve Türkiye’yle müzakere etmeyi sürdürüyor.”
İDLİB OPERASYONUNDA ÜÇ HEDEF
Haberde Türkiye’nin İdlib operasyonunun hedefi şöyle tanımlanıyor: “Uzmanlar Türkiye’nin Halep’in batısında İdlib’deki ilerleyişini 3 hedefe bağlıyorlar. Birincisi, Ankara tarafından tehdit olarak görülen Kürt güçlerinin Türkiye’ye sınır Afrin bölgesinden çıkmasını önlemek ve bu şekilde Kürtlerin ülkenin daha içlerine, İdlib ve Halep yakınlarına ilerlemesinin önüne geçmek. İkinci neden, 15 Eylül’de Astana’da Türkiye, Rusya ve İran’ın üzerinde anlaştığı şekilde İdlib’i bir tampon bölgeye dönüştürmek. Son olarak da bölgenin yarıdan fazlasını kontrol eden Tahrir El-Şam’ı zayıflatmak.” Haberde, Türkiye’nin operasyonuna paralel olarak, eski adı El Nusra olan, İdlib’de en etkili ve kalabalık grup Tahrir El Şam içinde ayrılıkların artığına dikkat çekiliyor ve şöyle deniliyor: “Siyasi aktivistler, İdlib’de Türkiye’ye karşı olan cihatçı komutanlara yönelik suikastlar düzenlenmesinin üstü kapalı biçimde Tahrir El-Şam içerisindeki ayrılıkları artırma amacını taşıdığını söylüyor. Ayrıca Tahrir El Şam liderlerinin sızan telefon konuşmaları da cihatçı kesim arasındaki ayrımları keskinleştirmeye yaradı.”
‘İSTİLA’ NİTELEMESİ
Haberde ayrıca kaynağı belirsiz uzmanlara atıf yapılarak Türkiye’nin İdlib operasyonu “istila” olarak niteleniyor: “Türkiye; Suriye’nin kuzeyinde El Kaide bağlantılı grupların kalesi durumundaki İdlib’e yaptığı takviyelerle, bölgedeki zırhlı birliklerini güçlendiriyor. Uzmanlar bu durumu ‘aşamalı istila’ olarak değerlendiriyor.”/Aydınlık