Amiral Soner Polat, Rus basınına konuştu: Türkiye emin adımlarla Avrasya'ya ilerliyor
Amiral Soner Polat, Rus Eurasia Expert gazetesine Türkiye'nin savunma sanayii, Nato ile ilişkiler ve terörle mücadele konularında çarpıcı açıklamalar yaptı
Moskova merkezli Eurasia Expert gazetesi, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı (E) Amiral Soner Polat ile çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdi. 'Ankara – NATO ilişkileri sorgulanıyor' başlıklı röportajda İncirlik Üssü'nün durumu, Türkiye'nin teröre karşı mücadelesi ve NATO'yla ilişkileri; Türk milli silah sanayii ve Türkiye'nin Suriye krizindeki rolü öne çıkan başlıklar oldu.
O röportajın tam metnini Aydinlik.com.tr okurları için yayınlıyoruz:
Türkiye ile Batı arasındaki ilişkiler her zaman problemliydi ancak son aylarda alışılmadık düzeyde ağırlaştı. Ankara, ABD Hava Kuvvetleri’nin, 15 Temmuz'daki “başarısız darbe girişimi” süresince Türkiye topraklarındaki İncirlik Hava Üssünü kullandığı şüphesini taşıyordu.
Sonrasında medyada, ABD'nin nükleer bombalarını Türkiye'den çektiği yönünde söylentiler çıktı. Son olarak Almanya, Temmuz ayında, Türkiye ile yaşadığı kriz sonrası birliklerini İncirlik Hava Üssünden çekmeye başladı.
Merkel Türkiye'de ne tür bir oyunun peşinde ve Ankara ile NATO arasındaki çelişkiler ne boyutta?
Eurasia Expert sordu, Türk Deniz Kuvvetleri Eski İstihbarat Başkanı Emekli Amiral Soner Polat yanıtladı...
***
Eurasia Expert: Sayın Polat, Alman Birliklerinin İncirlik üssünden çekilmesi, Almanya ve NATO ile olan ilişkileri nasıl etkiler?
Soner Polat: Merkel, Almanya yapılacak seçimler öncesinde, ülkedeki Erdoğan karşıtlığını siyaseten kullanmak istiyor. Sebep, görünürde, Alman milletvekillerinin İncirlik üssüne sokulmaması. Ancak, bu ziyaret pek ala gündemden düşürülebilirdi; Almanya da hiçbir şey kaybetmezdi. Konunun bilerek üstüne gidildi ve bir kriz yaratıldı. İzin verilseydi, Merkel, “Gördünüz mü nasıl da Türkleri yola getirdim!” mesajı verecekti. İzin verilmediği takdirde, Erdoğan karşıtlığı iç siyaset için kullanılacaktı. Yani Merkel ve Partisi her iki durumda da kazanacaktı.
Almanya, bir taraftan içeride bu karşıtlığı kullanırken, diğer taraftan, Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştıracak tarzda bir kriz de yaratmak istemiyor. Yani hedefi, kontrol edebileceği bir gerginlik! Ancak, Türkiye’nin hem Almanya, hem de NATO ile ilişkilerinin olumsuz yönde seyrettiği görülüyor.
Türk ordusunun yeniden silahlanmasının hedefleri ve bölgesel güvenlik için olası sonuçları nelerdir?
Türkiye'nin toprak bütünlüğüne yönelik ciddi tehditler, komşu ülkeler olan Suriye ve Irak'tan kaynaklanmaktadır. Bu ülkelerde, ülkemizdeki iç siyasi durumu ve istikrarı bozmaya çalışan terörist gruplar var.
Türkiye'nin, Suriye ya da Irak'tan toprak kapma hevesi yok. PKK/PYD kontrolünde bağımsız bir Kürdistan ilan edilmesi, yani bölgede terörist bir devlet kurulması, Türkiye'nin kırmızı çizgileri dahilinde. Keza, bugün Türk Silahlı Kuvvetleri, bu tehditlere karşı önleyici tedbirleri alıyor.
Türkiye, Suriye toprakları bu teröristlerden kurtarılıncaya ve güney sınırlarında güvenliği sağlayıncaya dek bu toprakları terk etmeyecektir. Ordumuz orada devletin güvenliğini sağlamaya devam edecektir.
Erdoğan kısa süre önce, "Türkiye en geç 2023 yılına kadar askeri sanayide bağımsızlığını kazanmalıdır" dedi. Ankara'nın bağımlılığı tam olarak nedir ve askeri bağımsızlığı nasıl sağlayabilir?
Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkeler, Batı ya da Doğu'ya bağımlı olmamak için bugün kendi savunma sanayi kuruluşlarını yaratmak zorundadır. Türkiye, büyük yatırımlar yapmayı gerektiren yüksek teknoloji sektörüne ve silah endüstrisindeki yabancı şirketlere bağımlılığını yavaş yavaş azaltmaktadır.
Yüksek teknolojik yatırımlar gerektiren bu sektörün, ülkenin diğer ekonomik faaliyetlerine de olumlu katkı yapacağı aşikârdır. Türkiye, askeri ürünlerin ithalatına olan bağımlılığın üstesinden gelmeyi başarırsa, bu durum gelecekte Türklerin güvenini artıracaktır. Örneğin, bugün Türkiye Rusya'dan S-400 hava savunma füze sistemleri satın almak istiyor. Şimdi medya, Türk tarafının bu füzeleri almaya hazır olduğunu konuşuyor. Kişisel olarak, S-400'ün alımını savunuyorum, çünkü Türk ordusunun bugün böyle füzelere ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
Erdoğan ayrıca Türkiye'nin ilk milli uçak gemisini inşa etmeye yönelik niyetini de belirtti. Türkiye bunu yapmak için gerekli teknolojiye ve kaynaklara sahip mi?
Yukarıda da belirttiğim gibi, Türkiye'nin toprak bütünlüğüne yönelik ana tehdit, çeşitli terörist gruplardan geliyor. Bu tehdit Suriye Kürtleri, Suriye ve Irak toprakları üzerinde yoğunlaşmış durumda. Ankara'nın bu tehditlere karşı duruşu dikkat çekiyor. Bu nedenle, kısa ve orta vadede Türkiye'nin kendi uçak gemisini inşa etme yolunda adımlar atacağını düşünmüyorum.
Ankara'nın mevcut askeri ve siyasi gündeminde neler var; NATO'daki görevleri ne boyutta?
Bugün Türkiye dört taraftan jeopolitik baskı altındadır. Bir yandan Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Karadeniz, Batı ve NATO'nun Karadeniz'deki varlığını güçlendirmeye çalışıyor. Öte yandan Dağlık Karabağ, sözde "Ermeni soykırımı", terörist gruplar, Suriye ve Irak'taki Kürt militanlar. Şimdi Türkiye, PKK , FETÖ ve IŞİD tarafından gerçekleştirilen terörist saldırılardan endişe duyuyor. Bu terörist saldırıların Batılı merkezler tarafından kışkırtıldığı kesinlikle ihtimal dahilindedir. Dolayısıyla Türkiye, belki de [nesnel] jeopolitik yasalar yüzünden yavaş ancak kendinden emin adımlarla Avrasya'ya doğru ilerliyor. Ankara'nın bu yöndeki adımları sonraki yıllarda daha da hızlanacak ve Türkiye ile NATO arasındaki ilişkilerin daha da üst boyutlarda sorgulanması gündeme gelecek.