Mehmet Perinçek süreci değerlendirdi
Adana Haber, Tüyap Kitap Fuarı'nda düzenlenen imza günü ve "Rus Devlet Arşivlerinden 150 Belgede Ermeni Meselesi" konferansı için Adana'ya giden Mehmet Perinçek ile süreci değerlendirdi.
Adana'ya "Rus Devlet Arşivlerinden 150 Belgede Ermeni Meselesi" konferansı için giden akademisyen Mehmet Perinçek, Adana Haber'e konuk oldu. Adana Haber'i ziyaretinde gündemdeki konularla ilgili çarpıcı açıklamalar yapan Perinçek, Başbakan ve Bakanlarla, hükümetin üst düzey yetkililerinin Ergenekon ve Balyoz davaları ile ilgili "Kumpas" iddialarını "Bir gerçeğin kabulu" şeklinde yorumladı. Perinçek, "Bu noktaya bu davaların sanıklarının savunmalarında bas bas bağırmaları ve Silivri'de o barikatların yıkılması ile gelindi. Önce bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılması lazım. Yolsuzlukların üzerinin örtüleceğini gerekçe göstermek başka endişeler olduğunu düşündürür" dedi
İşte Adana Haber'in Mehmet Perinçek ile yaptığı söyleşi:
-Başta Ergenekon davası olmak üzere, bugün yeniden gündeme gelen birçok asker, siyasetçi, yazar ve gazetecinin tutuklu olduğu davalarda son durum nedir? Gelişmeleri, kamuoyundaki son tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bugün davaların başladığı günlerde tutuklu olanların ve yakınlarının, avukatlarının söyledikleri noktaya toplum olarak gelmiş durumdayız.
Yargılamalarda, davalarda açık bir hukuksuzluk olduğu bütün millet tarafından kabul görüyor.
Hükümet artık bunu kabul eder bir noktaya gelmiş.
Çünkü, Başbakanı, bakanları, danışmanları hükümetin en üst düzeydeki yetkilileri bunun bir kumpas olduğu ve buralarda çok ciddi hukuksuzluklar yapıldığını kabul etmişler hatta bunun 'orduya karşı bir kumpas' olduğunu dile getirmişler. Yani Türkiye'nin güvenliğini ilgilendiren bir mesele. Tek, tek bireylerin değil. Bazı insanlar haksız yere içerde yatabilir falan... Ama bu öyle değil. Türk Ordusuna karşı bir "Kumpas" denerek Türkiye'nin doğrudan güvenliği ile ilgili bir mesele olduğu da kabul edilmiş. E bunu zaten Başbakan falan bunları dile getiriyor ama şimdiye kadar Ergenekon davalarında Balyoz davalarında bütün sanıklar bas, bas bağırdılar. Savunmalarında söylediler. Dolayısıyla bu söylenenler hükümetin bugün dile getirdiği şeylerin hepsi Ergenekon'dan Balyoz'dan yatan yurtseverlerin söylediği şeyler. Dolayısıyla bu onların tezi değil, bu tamamen artık o Silivri duruşmalarındaki mücadele, Silivri kapılarındaki o insanların o barikatları yıkması bu gerçeğin herkes tarafından kabul edilmesine yol açtı. Şimdi de bunun hukuki düzenlemesinin yapılması lazım. Bundan doğal birşey olamaz. Ve bunun yolsuzluğun örtülmesiyle bir alakası olamaz. Ortada çok somut bir hukuksuzluk var, bunun giderilmesi lazım, insanlar haksız yere içerde yatıyorlar.
Bununla ilgili bir düzenleme yapılmalı. Hükümet bu konuda hızlı şekilde daha fazlasını yapmaya zorlanmalı.
Fakat CHP ile MHP hükümeti daha fazla yapmaya zorlayacağına tam tersi yapma diye zorluyor.
-MHP ve CHP Silivri ve Hasdal'daki tutsakların serbest kalmasını istemiyor mu? Sizce neden?
-Yapma diye zorluyor, neden zorluyor? Bunun için ben onların beynini okuyamam. Ama şunu söyleyebilirim;
Yapma diyorsan demek ki sen Silivri'dekilerin Hasdal'dakilerin dışarı çıkmasını istemiyorsun, bunu anlarım...
-Yeniden yargılanmalarla ilgili nasıl bir süreç bekliyorsunuz?
Türkiye buna mecbur. Bu kadar ayyuka çıkmış bir mesele varken, bunun daha fazla gözardı edilmesi, bunun daha fazla saklanması, bu haksızlığın bu zülmün daha sürmesi mümkün değildir. Sürdüğü takdirde bu hukuksuzluğun devam etmesinden sorumlu herkes ileride bunun bedelini fazlasıyla ödemek zorunda kalır. Bu işin en kısa zamanda çözülmesi gerekiyor.
-Kamuoyunda üç farklı yaklaşım var.
1-Yeniden Yargılama,
2-Ne yargalaması genel af,
3-Yeniden yargılama da af da yok "Tutsaklar Salıverilsin" deniyor.
-Salıverilme olmaz. Padişah buyruğu mu bu? Nasıl yapacaksınız?
Yeniden yargılama daha mantıklı. Barolar birliği Başkanı Feyzioğlu'un önerileri mantıklı. Özel mahkemeler kaldırıldı. Özel Mahkemelerin verdiği kararlar geçersiz sayılır.
Hukukta çift başlılık olmaz. Yarısı kalkmış olacak yarısı devam etmiş olacak böyle birşey olmaz.
Fevzioğlu'nun önerileri mantıklı ve hukuk açısından da bir zemin yaratıyor.
-Feyzioğlu neden tepki gördü?
-Bunların beyinlerini okumak mümkün değil ama birincisi şu gerekçeyle eleştirdiler.
Dediler ki, yolsuzlukların üzeri örtülecek.
Oysa burada başka bir hukuksuzluktan söz ediliyor.
Devletin en üst kademeleri de kabul ediyor ve bir noktaya gelindi.
İlk önce bunun giderilmesi lazım.
Bunun önüne "yolsuzlukların üzeri örtülür" bahanesi koymak, aslında yolsuzlukların üzeri örtülmesinden endişe duymaktan değil bence o insanların dışarı çıkmasından dolayı bir endişe duymaktan kaynaklanabilir. Belki seçimler geliyor, o insanların dışarı çıkmasından endişe ediliyor.
Böyle bir şeyi ısrarla savunmak hele Kılıçdaroğlu'nun Ergenekon Balyoz savcılarına sahip çıkması hayatında yaptığı en büyük siyasi hatadır. Hiç unutulmayacak bir tavırdır. Çok açık söylüyorum.
-Hasta ve yaşlı tutuklular için bir adım atılması gerekmiyor mu? Özellikle Fatih Hilmioğlu için...
-Ben Fatih Hilmioğlu Hoca ile iki sene birlikte yattım. Bunun için bir yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Şu dakikada, daha doğrusu şu dakikaya kadar içeride onların tutuklu olarak kalmaları bir suçtu. Bugün istense hiçbir yasal düzenlemeye gerek olmadan, Fatih Hoca, Levent Ersöz, diğer hasta tutuklular tek bir kararla serbest bırakılabilir ve tutuksuz yargılanabilirler. Bu tutuklulukların devam etmesi yeni suçları, yeni cinayetleri gündeme getiriyor. Kuddusi Okkır olayında yaşadık.
Üç gün önce bıraktılar 5 gün sonra vefat etti. Bunun tekrar yaşanması onların işledikleri suçu ve kumpasın boyutunu çok daha büyütecek ve o suçu çok daha büyük bir hale getirecek. Tutuksuz yargılanmaları ile ilgili kararın hemen en kısa zamanda alınması lazım.
-Babanızın savunmasında da vardı. Bir gün bu ülkede bu haksızlıklar için kumpas kurduğu söylenenleren yargılanacaklarına inanıyor musunuz?
Adalet sağlandığı takdirde burada bir kumpas varsa bir de kumpası kuranlar var. Kumpası kuranlar bunun bedelini ödemelidir, Nasıl biri birşey çaldı mı , adam öldürdü mü, yolsuzluk yaptı mı cezasını çekiyorsa. Bunların da çekmesi lazım. Bu suç hepsinden de ağır. Siz milli orduya karşı bir kumpas içine girmişsiniz. Türkiye'nin doğrudan güvenliğini tehdit eden bir işin içine girmişsiniz. Dış güçlerin, Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgedeki planlarını gerçekleştirmesi için Türkiye'yi yeniden şekillendirme projelerinde bu Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını planlayarak içinde yer almışsınız, bunun da bir cezası olacaktır. Ceza kanununda bunun karşılığı ne ise en adil bir şekilde yargılanacaklardır.
-Yeniden yargılanmada Şike Davası da vardı, Yargıtay kararını verdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kılıçlar çekilmiş vaziyette, herkes birbirine karşı kozlarını oynuyor. O çıkan Yargıtay kararı da aslında Türkiye'deki yargının nasıl bir durumda olduğunu, nasıl kuvvetler tarafından ele geçirildiğinin görülmesi açısından da önemli.
Bence aslında Kılıçdaroğlu açısından da bir mesaj bu. Devlete hizmet eden savcılar, yargıçlar tarafından verilen kararlar bunlar. Hala görmüyorsa, hala devlete büyük hizmetleri var diye değerlendiriyorsa, bir dil sürçmesinden öte çok farklı bir yola girildiğinin işareti.
ulusalkanal.com.tr