Beşar Esad’ın Sunday Times’taki açıklaması

Abone ol

İngiltere’nin The Sunday Times gazetesinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile yaptığı söyleşinin tam metni Suriye resmi haber ajansı SANA’nın internet sitesinde yayınlandı. Söyleşinin Kürtlerle ilgili bölümünün İngilizcesi şöyle:

Question 6: Not even the Kurds and the FSA for example, the free Syrian army?

President Assad:The Kurds are fighting the terrorists with the Syrian army, in the same areas.

Question 7: But they are also being supported and armed and trained and backed by the Americans to also launch, to fight ...

President Assad: Mainly by the Syrian army, and we have the documents. We sent them armaments, because they are Syrian citizens, and they want to fight terrorism. We do the same with many other groups in Syria, because you cannot send the army to every part of Syria. So, it is not only the Kurds. Many other Syrians are doing the same.

BEŞAR ESAD’IN YANITI

Beşar Esad, şunu söylüyor: “Kürtler, teröristlere karşı aynı bölgelerde Suriye ordusuyla birlikte mücadele ediyor.”

Gazeteci soruyor: “Fakat onlar [Kürtler] aynı zamanda Amerikalılar tarafından destekleniyor, silahlandırılıyor, eğitiliyor ve arkalanıyor, aynı zamanda sevk ediliyor.”

Beşar Esad’ın yanıtı şöyle: “Ağırlıklı olarak Suriye Ordusu tarafından, belgelerimiz var. Onlara teçhizat gönderdik. Çünkü onlar da Suriye vatandaşları ve terörizme karşı mücadele etmek istiyorlar. Aynı şeyi Suriye’deki birçok başka grupla da yapıyoruz. Çünkü Suriye’nin her bölgesine ordu gönderemezsiniz. Demek ki yalnız Kürtler değil, başka Suriyeliler de aynı işi yapıyorlar.”

Görüldüğü gibi söyleşide, PYD veya PKK’nın adı anılmıyor. Ancak Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin silahlandırdığı ve yönlendirdiği “Kürtler” herkes tarafından bilindiği gibi PYD.

TÜRKİYE VE SURİYE İÇİN TEK ÇÖZÜM

Öncelikle şunu belirtelim: Biz Suriye devletinin hangi kaygı ve amaçla olursa olsun, PYD’ye teçhizat vermesini, hem Türkiyemizin toprak bütünlüğü hem de Suriye’nin bu savaştan başarıyla çıkması açısından yerinde bulmuyoruz.

Türkiye için de Suriye için de tek bir çözüm var: ABD ve İsrail’in Kürt Koridoru girişimine karşı birlikte mücadele vermek. Türkiye’nin Suriye ile bölücü ve yobaz terörüne karşı işbirliği yapması, çok daha geniş bir cephenin oluşması anlamına geliyor. Suriye, zaten Irak, İran, Lübnan ve Rusya ile birlikte hareket ediyor. Türkiye’nin vatan mücadelesi de onlarla el ele vermesini gerektirmektedir.

SURİYE DÜŞMANLIĞININ SONUÇLARI

Ne var ki, Türkiye’nin başındaki Tayyip Erdoğan yönetimi, Suriye’ye terör ihraç etti. AKP iktidarı, Suriye’ye karşı ABD, İsrail, Katar ve diğer Amerikancı Körfez şeyhlikleri ile birlikte hareket etti.

Suriye düşmanlığının ülkemizi hangi tehlikelere sürüklediğini bugün görmeyen kalmamıştır. Bütün sorun, buradan çıkmak için doğru strateji ve taktikler üretmektedir. Biz Vatan Partisi olarak, Suriye devleti ile ilişkilerimizde, hep stratejik konumlanmaya dikkat çektik. Suriye’nin kuzeyinde “Kürt Koridoru” açanlar, ABD ile İsrail’dir. Bu koridor, Suriye topraklarında açılıyor. ABD’nin PKK/PYD’yi “desteklediği, silahlandırdığı, eğittiği ve sevk ettiği” söyleşide de belirtiliyor. Bölgede herkes, stratejik dostunu belirlemek ve ısrar etmek durumundadır. Türkiye mi, yoksa PKK mı, karşılaştırma bile yapılamaz.

PKK/PYD’NİN STRATEJİK PİYON KONUMUNUN DEĞİŞMEZLİĞİ

Kritik saptamamız şudur: PKK/PYD, ABD’nin ve İsrail’in stratejik piyonudur. Herhangi bir devlet, ister Suriye, ister Rusya, ister İran, isterse Türkiye, hangi marifetleri gösterirlerse göstersinler, ABD ve İsrail ile PKK/PYD arasındaki stratejik piyon ilişkisini değiştiremezler. Bunu Vatan Partisi olarak bütün bu ülkelere anlatıyoruz. Ama bu ülkeleri Vatan Partisi yönetmiyor.

Çeşitli zorluklar ve yakıcı tehditler karşısında, bazı kısa süreli çözümlere bu ülkelerin hepsi başvuruyor. AKP Hükümeti de, PYD ile ilişkiler kurup, onu yönlendirmeye çalışmadı mı? Hatta AKP’nin Açılımı neydi, daha düne kadar PKK ile anlaşarak çözüm getirmeye kalkmadılar mı?

GEÇMİŞİN DERSLERİ

Geçmişte büyük dersler var: Bölgedeki bölücü ve yobaz örgütleri, bölge ülkeleri arasındaki çatlaklarda hayat buldular. Turgut Özal yönetimi, 1983 yılında Suriye’de Münafık Kardeşler’in kalkışmalarını destekledi. Suriye bu düşmanlığa Bekaa’da PKK’ya kamp vererek yanıt verdi. Türkiye ile İran ve Irak arasındaki ilişkilerde de benzer uygulamaları yaşadık. Kazançlı çıkan yalnız ve yalnız ABD ve İsrail’dir.

BÖLGE ÜLKELERİNDEN BEKLENEN

Bölge ülkelerinin yanlışlarının nereden kaynaklandığını saptamak gerekir. Onlar, Türkiye’nin ABD ve İsrail ile ilişkilerini değişmez gibi görüyorlar. Türkiye’yi yönetenler ile Türkiye’nin stratejik çıkarları arasındaki çelişmeyi görmüyor veya dikkate almıyorlar. Tayyip Erdoğanlardan gelen düşmanlıklara taktik düzlemde yanıtlar üretmeyi çare sanıyorlar. O zaman Tayyip Erdoğanların konumunu zayıflatmak bir yana, pekiştirmiş oluyorlar.

Oysa Türkiye’nin stratejik çıkarı, Batı Asya Birliği ve Avrasya Birliği’ndedir. Hatta bir süre sonra görülecektir: Türkiye, ABD ve İsrail’den gelen tehdide karşı bölgenin en sağlam duruşlu ülkesi olacaktır. Hem Türkiye’ye yönelen tehdidin ciddiyeti, hem de Türkiye’nin bağımsızlık ve devlet birikimi bunu gerektiriyor. O nedenle Suriye, Irak, İran ve Rusya’nın gelişmelere stratejik düzlemde bakması, süreci olumlu etkiler.

ÖNCELİKLERE SAYGI

Kuşkusuz her ülkenin önceliği var. Suriye ile Türkiye’nin öncelikleri aynı değil. Türkiye’nin önceliği, Bölücü Terörü etkisiz kılmaktır. Suriye’nin önceliği, yobaz örgütlerini temizlemektir. İran, Irak ve Rusya’nın da kendi öncelikleri var. Bu önceliklerin toplamı, ABD ve İsrail planını bozar. O nedenle bölge ülkeleri, birbirinin önceliğine saygı göstermeli, birbirine engel olacak siyaset ve uygulamalardan kaçınmalıdır.

Doğu Perinçek

Aydınlık / ROTA

ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu’nu canlı bomba kapattırmış Gündem Maliki: Türkiye iki yüzlü, müdahaleye karşılık vereceğiz! Gündem İstanbul'da polise saldırı Gündem Tarafsızlık konferansında terör mesajı Gündem