Türkiye'nin suları neden tek bakanlığa bağlandı?
Köylüler yaşam için su nöbetinde, Bakan Eroğlu suyu tahsis etme derdinde...
Yusuf Yavuz
Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı Ahmetler köyünde iki gün önce başlayan HES nöbeti büyük bir kararlılıkla sürüyor. 600 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Ahmetlerli köylüler, yöredeki 15 civarındaki köy ile birlikte kullandıkları su kaynaklarının HES şirketine tahsis edilmesine karşı çıkıyor.
TOROSLARIN KALBİNDE ÖLÜMÜNE SU NÖBETİ
Ancak projeyle ilgili yargı süreci devam ederken HES şirketinin 6 Kasım günü jandarma eşliğinde projenin uygulanacağı alana iş makinelerini sokması Ahmetler köylülerini ayağa kaldırdı. Projenin yapılmak istendiği Ahmetler Kanyonu'nun girişinde ateş yakarak iki gündür "yaşam nöbeti" tutan köylüler, sularını vermemek için ölümü bile göze aldıklarını söylüyorlar. 70 yaşını aşmış köylülerin bile yağmur altında yaşam nöbeti tutması, Ahmetlerlilerin kararlılığını gösteriyor.
Ahmetlerli köylülerin tepkisini çeken bir başka konu ise bölgeye olayları önlemek için bölgeye gelen jandarmanın HES şirketinin özel güvenlik elemanı gibi davranması. Jandarmanın HES şirketinin kanyonda çalışan iş makinelerine mazot, şirket çalışanlarına ise yemek götürdüğünü anlatan köylüler bu duruma oldukça tepkililer.
KANYONDA DİZİ FİLM GİBİ ÖZEL GÜVENLİK TERÖRÜ
Ahmetler'den gelen bilgilere göre HES şirketinin silahlı özel güvenlik elemanlarının başına buyruk tavırları, ağalı, silahlı tv dizilerini andıran nitelikte. Bir nevi HES şirketinin paralı güvenlikçileri Torosların koynunda terör estiriyor. Dün gece kanyonun özel güvenlik elemanlarının silah sesleriyle yankılanması bunun son örneği. Kendi yurtlarında can güvenliklerinden endişe eden köylüler, "nerede bu devlet?" diye soruyor...
CEBREN VE HİLEYLE PEŞKEŞ ÇEKİLEN SULAR
Ahmetler'de günlerdir yaşanan HES terörü, Türkiye'nin geldiği noktanın özeti. Hükümet yetkililerinin ve Bakanların yasak savan açıklamalarında çizilen pembe tablolar bir yana, Anadolu'nun binlerce yıllık yaşam ve kültür zenginliğini besleyen su kaynakları, bilim, hukuk ve halkın talepleri hiçe sayılarak 'cebren ve hileyle' enerji gerekçesiyle özel sektöre peşkeş çekiliyor.
KÖYLÜLER SU NÖBETİNDE, BAKAN EROĞLU TAHSİS DERDİNDE
Ahmetler köylüleri sularını vermemek için direnirken, 2011 yılında çıkartılan kanun hükmünde kararname ile Türkiye'nin suları üzerinde tek söz sahibi haline getirilen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, geçtiğimiz hafta 30-31 Ekim tarihlerinde Ankara'da gerçekleşen 'Uluslararası Su Tahsisi Çalıştayı'nda itiraf gibi açıklamalarda bulundu.
SUYUN TEK ELDEN YÖNETİMİ VE TAHSİSİNİN ÖNEMİ
Dünyanın pek çok ülkesinde su kaynaklarının yerel halkların elinden alınarak özel sektöre devredilmesi için yürütülen projeleri finanse eden Dünya Bankası ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen çalıştayın açılışında konuşan Bakan Eroğlu, kıt ve değerli su kaynaklarının, etkin ve verimli kullanımı amacıyla tek elden ve sürdürülebilir yönetiminin büyük önem taşıdığının altını çizerek, bu durumda su tahsisinin gündeme getirdiğini söyledi.
BAKANLIK BUNUN İÇİN 'ORMAN VE SU İŞLERİ' OLDU
Geçmişte birçok Bakanlığın suyun yönetimini sahiplendiğinin altını çizen Bakan Eroğlu, suyla ilgilenen kuruluşların sayısının çok fazla olmasının en tehlikeli husus olduğu görüşünü savunarak, "bu nedenle teşkilatımızı 2011 yılında 'Orman ve Su İşleri Bakanlığı' adı altında yeniden yapılandırdık" dedi.
TATLI SU KAYNAKLARIMIZ AZALIYOR
Su yönetiminde en önemli unsurlardan birisinin de suyun sektörel tahsisi olduğunu vurgulayan Bakan Eroğlu, "Suyun sektörel tahsisinin ünemi gün geçtikçe artmaktadır. Hızla büyüyen bir ekonomimiz var ve bu büyüme artan su ihtiyacını gündeme getirmektedir. Büyüyen ekonomiyle paralel olarak enerji ihtiyacı bizi su kaynaklarımızdan enerji elde etmemizi zaruri kılmaktadır. Bu ihtiyaçlarımızı karşılarken azalan tatlı su kaynakları, iklim değişikliği ve küresel ısınma da birer tehdit olarak maalesef karşımızda duruyor" ifadelerini kullandı.
DÜNYA BANKASI'NDAN HÜKÜMETİN SU POLİTİKASINA ÖVGÜ
Çalıştayda konuşan Dünya Bankası Türkiye Ofisi Operasyonlar Baş Müdürü Florian Fichtl ise Türkiye'de hükümetin ileriye yönelik bakış açısını ve ülkenin değerli su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesi ve korunması yününde yaptığı çalışmaları büyük takdirle karşıladıklarını söyledi.
KÖYLÜLER CAN DERDİNDE, ŞİRKETLER MAL DERDİNDE
Bir yanda Türkiye'nin pek çok vadisinde canı pahasına hukuksuz ve akıldışı yıkım projelerine karşı sularını ve yaşam alanlarını korumaya çalışan köylüler, bir yanda ise o sulara gözlerini dikmiş olan büyüklü küçüklü, yerli yabancı şirketler. Sular üzerinden sermaye birikimi elde etmeye çalışan şirketlere yasal tüm olanakların yanında, devletin jandarmasını da seferber eden hükümetin tavrı ise kırsaldaki tüm devlet algısını tuz buz etmeye yetiyor...
AHMETLER TÜRKİYE'NİN KILCAL DAMARLARINDAN BİRİDİR
Ahmetler köylülerinin bu onurlu nöbeti sadece bir enerji tartışmasına indirgenemez. Tıpkı Hindistan'da, Bolivya'da, Brezilya'da ya da dünyanın pek çok ülkesinde küresel su baronlarına karşı binlerce yıllık kadim su haklarını savunan tüm halklar gibi Ahmetler'in direnişi de bir yaşam nöbetidir.
Ahmetler Torosların kalbi, Türkiye'nin en değerli kılcal damarlarından biridir!
Ahmetler'in sesine ses verin...