Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir: '''Savunma Sanayi’ni ucuz siyasete alet etmeyin!''

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Konya Savunma Sanayisi Fuarının açılışında konuştu. Türkiye’nin, Savunma sanayisinde yerlilik oranını yüzde 80’lere çıkardığını belirten Demir, savunma sanayisinin siyaset üstü bir konu olduğunu vurguladı. "Bunun bir milli yürüyüş olduğunun herkesçe anlaşılması gerekiyor." dedi.

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı SavunmaSanayii Başkanı İsmail Demir, savunma sanayisinin siyaset üstü bir konu olduğunu belirterek, ''Ucuz siyasete malzeme edilmemesi gerektiğini defalarca söyledik. Bunun bir milli yürüyüş olduğunun herkesçe anlaşılması gerekiyor.'' dedi.

Demir, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Konya Sanayi Odası iş birliğiyle Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 3 gün sürecek Konya Savunma Sanayi Tedarikçi Buluşmaları'nın açılış töreninde, savunma sanayisinde söz sahibi şehirlerden Konya'da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Savunma sanayisinin gelişimine ve çağa entegre olmasına büyük önem verdiklerini belirten Demir, şu ifadeleri kullandı:

''Günümüzde ülkelerin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasında, teknolojik bağımsızlık her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Teknolojik bağımsızlığın gerçekleşmesi için bilim, altyapı, araştırma, geliştirme, teknoloji geliştirme, sanayinin buna entegre olması gibi bir zincirin art arda çalışması mutlak bir gerekliliktir. Bunları yaparken şu anda savunma sanayimizin geldiği noktayla ilgili verilere baktığımızda son 17-18 senedir, özellikle son dönemlerde artan bir ivmeyle, güzel bir gidişatımız var. Ama içinden geçtiğimiz konjonktüre baktığımızda, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehditlere ve jeopolitik konumuna baktığımızda, Türkiye'nin bundan çok daha iyisini yapmasının bir gereklilik olduğunu çok net görüyoruz.''

Demir, geçmişten gelen tecrübeye yeni şeyler katıp geleceğe yürümeyi hedeflediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Geleceğe yönelik teknolojilerde, özellikle de Türkiye'nin bazı alanlarda dünyanın en iyisi ve en iyileri arasında olmaya oynaması gerektiğini, bu bir istiklal ve istikbal mücadelesiyse bunun mutlak bir şart olduğunu özellikle tekrar tekrar vurguluyorum. O bakımdan da bazı alanları kendimize hedef seçip o alanlarda teknoloji değerini yakalamamız ve ürün bazında da sahada oyun değiştirici, sürpriz etkisi yapıcı ve hareket alanında bizi üstün kılıcı bazı unsurları derhal devreye koymamız gerekiyor. Tabii bunlar hemen yarın olabilecek şeyler de değil. Bunları yapma çabamızda, başta bilim, araştırma, geliştirme, uygulamalı bilimler, bunların teknolojiye dönüştürülmesi, üretim metotları, yeni yaklaşımlar, bunların hepsinin bir arada düşünülmesi ve bahsettiğimiz bilim yuvalarının, Ar-Ge kuruluşlarının, sanayicilerimizin toptan bu zinciri tamamlamaları gerekiyor.''

Türkiye'de sanayicilerin çok cesur olduğunu anlatan Demir, ''Yapılan faaliyetler ve sanayicilerimizin cesur girişimleri ortada. Aslında sanayicilik bir kahramanlık ve savunma sanayisinden konuşurken, eğer sanayi ekosistemimiz geniş alanda başarılı değilse, savunma sanayimiz tek başına başarılı olamaz. Üniversitelerimiz dünya sıralamalarında yukarı tırmanamıyorsa, araştırma, geliştirme, patentlemede önemli mesafeler alamıyorsa uzun soluklu, sürdürülebilir bir başarı yakalamamız mümkün değildir.'' diye konuştu.

''TÜRKİYE'NİN 5 SENE ÖNCESİNE KADAR BİR PİYADE TÜFEĞİ BİLE YOKTU''

Savunma sanayisinde sürdürülebilir başarı için üniversiteler, kurum ve kuruluşlarla özel sektörün iş birliği halinde olması gerektiğine dikkati çeken Demir, şunları kaydetti:

''5 sene öncesine kadar Türkiye'nin kendi tasarladığı ve tamamen kendi ürettiği bir piyade tüfeği bile yoktu, lisanslı ürettiklerimiz vardı. O günden bugüne, kendi tasarladığımız, kendi ürettiğimiz muhtelif kalibre, menzil ve kabiliyetli tüfekler, hava savunma sistemleri, çeşitli akıllı mühimmatlarımız, yerden havaya, havadan yere, denizden denize muhtelif kabiliyetler gösteren muhtelif menzillerde roketlerimiz var ve milletçe başarıyla söyleyebiliriz ki uzaya da ulaşmış durumdayız. Bunlar bize cesaret vermeli, 'başarabiliriz' duygumuzu tetiklemeli ama daha çok mesafe yürümemiz gerektiğini de hiçbir zaman unutmamalıyız.''

Demir, ''Yurdumuzun her köşesinde saklı kalmış, gözden kaçmış hiçbir kabiliyetin geride bırakılmaması ve bu yürüyüşün toptan, el ele, kol kola bir milli yürüyüş, milli mücadele ruhuyla yapılmış bir yürüyüş olması gerektiğini vurgulamak için buradayız. İnşallah bunu da yayarak devam ettireceğiz. Geçen hafta Saha Expo vardı. Saha İstanbul kümelenmesi geniş bir gayretle bu çalışmalarını sürdürüyor. Bu anlamda da benzer faaliyetlerin yurt içinde çeşitli kümelenmelerle entegre olmuş şekilde devam ettirilmesi çok önemli.'' ifadelerini kullandı.

''PARMAK SALLAMALARA ALDIRMADIĞIMIZ MÜDDETÇE KENDİ YOLUMUZDA GİDERİZ''

Demir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki millileştirme hamlesinin ve bu yönde vizyonla, kararlılıkla ilerlemenin ülke için önemli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Savunma sanayisinin siyaset üstü bir konu olduğunu, ucuz siyasete malzeme edilmemesi gerektiğini defalarca söyledik. Bunun bir milli yürüyüş olduğunun herkesçe anlaşılması gerekiyor. Bazen soruluyor, 'Falanca ürünün filanca şeyi nereden, motoru buradan mı?' diye. Buna cevabımız şu, hangi konuya 20 sene önce başladık ama başaramadık? '30 sene önce şunu yapmak istedik ama olmadı, bu ülke yapamadı.' diye bir argüman var mı? Bir şeye başlamazsanız yapamazsınız. Sizi başlattırmazlarsa, başlayan işlerin önünü keserlerse yapamazsınız. Geçmişte başlamış, önü kesilmiş onlarca işi hatırlayın. Otomobilde bile Devrim otomobilinin kaderini hatırlayın. Bunları gündeme getirdiğimizde o zaman bu kararlılık, bu irade çok çok önemli.''

Bu iradenin, bu ülkenin milletinde, gençlerinde mevcut olduğuna değinen Demir, şunları kaydetti:

''Yaptığımız çeşitli etkinliklerle gençlerimizin gayretini gördük ve önleri açılırsa, bu milletin önü açılırsa, önü kesilmez, morali bozulmazsa çok daha fazlasını başarabileceğimize yüzde 100 eminiz. Çünkü biz tarihten ilham alıp geleceğe yürüyen bir ulusuz. Tarihten aldığımız ilhamla geleceği inşa edeceğimize, milli değerlerimize bağlı kaldığımız sürece, milletimize güvendiğimiz sürece, falanca dış gücün parmak sallamasına, filancanın desteğine ihtiyaç duymak gibi bir duyguya kapılmadığımız sürece, o parmak sallamalara aldırmadığımız müddetçe kendi yolumuzda gideriz. Türkiye her zaman dost, müttefiklik ruhuyla ilgili bütün yükümlülükleri yerine getirir, güvenilir bir ortak ve müttefiktir ama bu bize karşı hasmane tutumlar yapılmadığı sürece böyle olacaktır.''

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı görüştü: İkili ilişkiler ele alındı Gündem AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç vefat etti Gündem CHP'li Engin Özkoç'un kokain iddiaları yargıya taşınıyor Gündem Yunanistan'a ait F-16 savaş uçağı düştü Gündem