Adalet Bakanı Gül: Bu teröristlerin iadesini istiyoruz
Adalet Bakanı Gül, "Yunanistan'da bulunan FETÖ'cülerin üçüncü bir ülkeye gönderilme" iddialarına ilişkin, "Elbette bu konularla ilgili Türkiye'de hukukun, yargı mekanizmalarının talep ettiği bu teröristlerin iadesini istiyoruz." dedi.
Adalet BakanıAbdulhamit Gül, "Yunanistan'da bulunan FETÖ'cülerin üçüncü bir ülkeye gönderilme" iddialarına ilişkin, "Elbette bu konularla ilgili Türkiye'de hukukun, yargı mekanizmalarının talep ettiği bu teröristlerin iadesini istiyoruz. Bu konuda da Türkiye Cumhuriyeti olarak sonuna kadar takipçisi olacağız." dedi.
Gül, Ankara Batı Adliyesi'ndeki adli görüşme odalarında (AGO) incelemelerde bulundu. Uzman pedagoglar eşliğinde AGO gözlem odası ve AGO bekleme odasını inceleyen Gül'e, yetkililer tarafından bilgi verildi.
Ardından AGO'lara ilişkin açıklama yapan Gül, mağdur odaklı bir yargılama ve adalet sistemi çerçevesinde önemli bir uygulamayı yerinde gördüklerini, Batı Adliyesi'ndeki adli görüşme odalarının nasıl uygulandığını, hizmete nasıl girildiğini yetkililerce anlatıldığını söyledi.
Gül, Türkiye'de 56 adliyede 59 adli görüşme odasının bulunduğu bilgisini paylaşarak, esasen adaletin mağduriyeti gidermek ve haksızlığı elinden alınmış bir kişinin hakkını iade etmek olduğunu ifade etti.
Onarıcı ceza adalet sisteminin herkesin en temel hakkı olduğunu vurgulayan Gül, "Bizlerin de yargı mensupları ve hükümet olarak en büyük çabamız, mağduriyete uğramış kişilerin bu mağduriyetini gidermektir. Bu çerçevede adli görüşme odaları çok güzel bir örnektir. Biz bu odaları önümüzdeki dönemde bütün Türkiye'de yaygınlaştırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
"Toplamda 5 bin 271 kişi AGO'lardan yararlandı"
Bakan Gül, toplamda 5 bin 271 kişinin adli görüşme odalarından yararlandığını belirterek, "Bu odalarda hem istismara uğramış çocuklar hem aile içi şiddete uğramış kişiler hem kadınlar burada faille, sanıkla bir araya gelmeden, bir daha o travmayı yaşamadan ifade vererek bu şekilde yargı sistemine başarıyla bir uygulama dahil olmuştur." dedi.
Uygulamanın temel amacının, şiddete ve istismara uğramış bir kişinin bir daha örselenmesini, faille beraber aynı ortamda bulunmasını önlemek ve olayın gerçek sebebinin öğrenilmesi olduğunun altını çizen Gül, şöyle devam etti:
"Duruşma salonunda sanıkla yüz yüze, göz göze gelmek hem gerçeği söylemeyi ortadan kaldırıyor hem o travmayı bir daha yaşanmasına sebebiyet veriyor. Adli görüşme odalarında temel yaklaşım; faille yüz yüze gelmesini önleyecek, duruşma salonunun o kasvetli ortamından uzaklaşacak, pedagoglar ile uzmanlarla önceden bekleme odasında psikolojik olarak hazırlanacak.
Sonra da sohbet yapar gibi psikolog ve pedagoga hakim, savcı ya da avukatlar soru sorup, olayın gerçekliğini anlama adına ve bu soruyu da uzman bir pedagog eşliğinde o soruyu ona göre çevirerek bir yargılama yapılmasıdır."
Bu uygulamanın, gerçekten insana ve mağdur olmuş kırılgan gruplara yönelik çok büyük bir hizmet olduğuna vurgu yapan Gül, uygulamada emeği geçenlere teşekkür etti.
Gül, "5 bin 271 kişinin 2 bin 678'i cinsel istismar mağduru, 193'ü aile içi şiddet mağduru, bin 935'i diğer suçlardan mağdur olanlar, 2'si insan ticareti mağduru, 13'ü engelli mağdur, 12'si korumaya ihtiyacı olan çocuk, 242'si tanık ve 196'sı suça sürüklenen çocuklar adli görüşme odalarından yararlanmıştır." bilgisini verdi.
Tanığın, sanıkla yüz yüze gelmeden bu ortamlardan yararlanabildiğine değinen Gül, bu projenin örneklerini daha da artırmayı hedeflediklerini kaydetti.
"Devlet ve hükümet olarak takip ediyoruz"
Açıklamaları sonrasında gazetecilerin "Yunanistan'da bulunan FETÖ'cülerle ilgili olarak üçüncü bir ülkeye gönderilme çalışmalarının gizliden gizliye yürütüldüğü iddia ediliyor." sorusu üzerine Gül, şu ifadeleri kullandı:
"Gizliden gizliye yürütülen konular, hukukun konusu olmaz. Bizler alenileşmiş, adli yardımlaşma kapsamındaki konularla ilgileniriz. Elbette bu konularla ilgili biz Türkiye'de hukukun yargı mekanizmalarının talep ettiği bu teröristlerin iadesini istiyoruz. Bu konuda da Türkiye Cumhuriyeti olarak sonuna kadar takipçisi olacağız."
Gül, söz konusu iddialara ilişkin ellerinde bilgi olup olmadığının sorulmasına karşılık, "Tüm gelişmeleri ve sonuçları hep beraber devlet ve hükümet olarak takip ediyoruz." yanıtını verdi.