Erdoğan ve Demirtaş'a oy yok!

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki gün kala İşçi Partisi İskenderun ilçe örgütü Havuzlu çarşıda yönetici ve üyeleri ile birlikte bir basın açıklaması yaptı. Havuzlu çarşıya Türk Bayrağı, parti bayrakları ve Tayyip ve Demirtaş’a oy yok dövizleri taşındı.

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki gün kala İşçi Partisi İskenderun ilçe örgütü Havuzlu çarşıda yönetici ve üyeleri ile birlikte bir basın açıklaması yaptı. Havuzlu çarşıya Türk Bayrağı, parti bayrakları ve Tayyip ve Demirtaş’a oy yok dövizleri taşındı.

Havuzlu çarşıdaki basın açıklamasın İşçi Partisi İskenderun İlçe Başkanı Fatma Paksoy yaptı. Havuzlu çarşıda ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki seçim kurulunun yasaklarını dinlemeyen AKP belediyeleri TGB İskenderun şube başkanı Barış Özer tarafından eleştirildi.

Fatma Paksoy basın açıklamasında yurttaşlara seslenerek, Cumhuriyetin adayı olmadığını ve bu anlamda hiçbir adayı desteklemediklerini ama özellikle gericiliği ve bölücülüğü temsil ettikleri için Erdoğan ve Demirtaş’a oy verilmemesi çağırısında bulundu.

“Bütün adaylar “açılım” denen ABD güdümündeki bölünme planını savunuyorlar. Ancak bu üç aday, Türkiye halkının önündeki Milli Hükümet mücadelesine karşı aynı konumda değiller:

Tayyip Erdoğan, Cumhuriyeti yıkan iktidarın başındadır ve Milli Hükümet mücadelesinin esas hedefedir.

Selahattin Demirtaş, “Açılım” adı verilen Türkiye’yi bölme planında Tayyip Erdoğan’ın ortağı ve PKK’nın memurlarındadır. Milli Hükümet için mücadelenin ikinci hedefidir.

Ekmeleddin İhsanoğlu ise, muhalefette bile değildir. Atlantik emperyalistlerinin AKP iktidarına verdiği göreve karşı koyacak yönelişten ve birikimden yoksundur. Türkiye’mizin devrimci ve emekçi birikimi ile birleşme eğiliminde değildir.

CHP ve MHP yönetimleri, gösterdikleri Çatı adayıyla Tayyip Erdoğan’ın Çankaya yoluna kırmızı halı sermişlerdir.

Seçim 3 Temmuz 2014 günü tamamlanmıştır.

Ne var ki Cumhuriyet yıkıcılığı ve bölücülük çıkmazdadır.

Tayyip Erdoğanların sıcak para ekonomisinin sonu gözükmüştür.

Bölgemizde “Kürdistan” adı altında ikinci bir İsrail kurma girişimi de, Suriye’nin kahramanca direnişiyle ve bölge

ülkelerinin dayanışmasıyla bozguna uğratılmıştır. Böylece “açılım” dedikleri bölünme planı çıkmaza girmiştir. 2002 yılında ABD projesiyle iktidar koltuklarına oturtulan Tayyip Erdoğanların saltanatını yıkma koşulları oluşmaktadır. Türkiye, büyük çözümün eşiğine gelmiştir.”

Paksoy Erdoğan seçildiğinde oradan halkın indireceğini ve İşçi Partisinin bu mücadelede önderlik yapacağına dikkat çekti.

“Türkiye’mizi aydınlığa çıkarmak için, bütün yurttaşlarımızı İşçi Partisi’nde örgütlenmeye ve Büyük Çözüm için sorumluluk üstlenmeye çağırıyoruz.

11 Ağustos sabahından başlayarak önümüzdeki görev:

1. Tayyip Erdoğan iktidarından kurtularak bir Milli Hükümet kurmaktır.

2. Bağımsız, halka dayanan, güçlü bir devlet örgütlemektir.

3. Özgür, örgütlü eşit yurttaşlardan oluşan Çağdaş bir toplum inşa etmektir.

İşçi Partisi, seçim siyasetini bu görevlerin ışığında belirlemiştir:

Tayyip Erdoğan’a ve Selahattin Demirtaş’a oy yok!

Cumhuriyet yıkıcılığına ve bölücülüğe oy yok!

Sandığı giden ve gitmeyen,

Geçersiz veya geçerli oy kullanan,

Bütün yurttaşlarımıza sesleniyoruz,

Tayyip Erdoğan Çankaya’ya tırmansa bile, Tayyip Erdoğan’ı milletimiz oradan indirecektir.

Tayyip Erdoğan saltanatını yıkma mücadelesinde birleşelim!

Hedefimiz; Milletin Hükümetini kurmaktır.” dedi.

TGB İskenderun Şube başkanı Barış Özer ise Hatay’daki AKP’li belediyelerin Yüksek Seçim Kurulu yasaklarını çiğnediklerini bunun hesabının sorulacağının altını çizdi.

Seçim kurulunun iki maddesini hatırlatan Barış Özer.

“Bunların Hatay’da Yayladağ’da belediyesinin AKP Cumhurbaşkanı seçim araçlarına belediyelerden yakıt koyduğunu gördük. Belediye personellerinin Cumhurbaşkanı seçimlerinde çalıştırdıklarına tanık olduk. Bir ikinci olay da İskenderun belediye başkanı Seyfi Dingil’in Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan için destek yürüyüşleri, yine destek için bağışların yapılmasını, bunun ötesinde ise telefonlara mesaj geçmesi yüksek seçim kurulu yasaklarına rağmen yapılmaktadır. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazansa bile köşke çıkacaktır ve köşkün Cumhurbaşkanı olacaktır. Biz onu oradan da indirmesini biliriz ve bu yasa dışı yaptıklarının hesabını sorarız” dedi.

Özer Özellikle Yüksek Seçim Kurulunun seçim yasaklarını açıklayarak suç işlediklerini ifade etti. “Vatandaşların

elektronik posta adreslerine, taşınabilir ya da sabit telefonlarına görüntülü, sesli veya yazılı mesaj göndermek suretiyle propaganda yapılması yasak olacak. Ancak, siyasi partiler kendi üyelerine destekledikleri aday ile ilgili sesli, görüntülü veya yazılı mesajlar gönderebilecek.”

“Seçim propaganda serbestliğinin başlangıç tarihi olan 31 Temmuz Perşembe gününden ikinci oylamaya kalması halinde 15 Ağustos Cuma gününden itibaren oy verme gününü tekip eden güne kadar, sayılan kurumlara ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmetler dolayısıyla, törenler yapılması, nutuklar söylenmesi, demeçler verilmesi ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayınlarda bulunulması yasak olacak.”

“Devlet, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları kurumlar ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişiliklerinde memur ve hizmetli olarak çalışanlar ilan dağıtamayacak.”

Belediyelerin çiğnedikleri bu yasalardır.

Hüseyin Güler

ulusalkanal.com.tr

AKOM'dan "15 dakika" uyarısı Yurt Yurtta hava durumu Yurt Selde can pazarı Yurt Şanlı direnişin 50. Yılı Yurt