Balyoz hükümlüsünden onurlu ret
13 yıl hapis cezasının onanmasıyla maaşının tamamı kesilen Jandarma Binbaşı Özgür Ecevit Taşcı: ‘Bana vereceğiniz ikramiyeyi ödül olarak Emniyet’e verin, Başbakan’a danışmayı da ihmal etmeyin’
Gamze Çınlar / Aydınlık
‘İstifa et, 50 bin TL senin olsun’
13 yıl hapis cezasının onanmasıyla maaşının tamamı kesilen Jandarma Binbaşı Özgür Ecevit Taşcı: ‘Bana vereceğiniz ikramiyeyi ödül olarak Emniyet’e verin, Başbakan’a danışmayı da ihmal etmeyin’
Yargıtay'ın 9 Ekim'de Balyoz kararlarını açıklamasından bir gün sonra, Jandarma Genel Komutanlığı emriyle Hasdal Askeri Cezaevi'ne gönderilen Albay, mahkûmiyet kararı onanan Jandarma Binbaşı Özgür Ecevit Taşcı'yı ziyaret ederek "İstifa et, yoksa ikramiye alamazsın" teklifinde bulundu.
Emekliliğe hak kazanmadığı için 13 yıl 4 ay hapis cezası onanmasıyla maaşının tamamı kesilen Jandarma Binbaşı Taşcı ise, elinde adına hazırlanmış istifa dilekçesiyle karşısında duran albaya şu yanıtı verdi: "İstifa etmiyorum. 50 bin lira ikramiyenizi de istemiyorum. Genelkurmay Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından imzalanacak olan 'Silahlı Kuvvetlerden ihraç edileceğim kararnameyi' hayatım boyunca kul hakkının nasıl yenildiğinin bir belgesi olarak şerefle taşıyacağım."
Olay, Jandarma Binbaşı Özgür Ecevit Taşcı'nın Aydınlık'a yazdığı mektupla ortaya çıktı.
İşte, Binbaşı Taşcı'nın mektubundan bazı satırbaşları:
'Çetenin araştırılmasına yanıtsız kaldılar'
Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi tarafından açıklanan 'Balyoz Davası' kararı, Türkiye'de hukukun tamamen egemen ideolojinin ve/veya hükümet erkini yetki dışı kullanma gayretinde olan alternatif yapılanmaların kontrolü altında olduğunu kesin olarak ortaya koymuştur.
Dava sürecinde tarafıma ve diğer Jandarma personeline isnat edilen belgelerin nereden, nasıl, ne zaman ve kimler tarafından çıkarılarak komplo çetesine servis edildiğinin araştırılması ve masumiyetimizin ortaya konulmasına yönelik yaptığımız başvurulara, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından "konuya ilişkin adli bir soruşturma yürüdüğünden herhangi bir idari tahkikat ve işlem yapılamayacağı" şeklinde yanıt verilmiştir. Her Jandarma subayı şunu çok iyi bilir ki; Jandarma içerisinde meydana gelen her olayda adli soruşturmaya paralel olarak mutlaka idari tahkikat yürütülür.
'Masum olduğunuza inanıyoruz diyenler...'
Hasdal Cezaevi'ne ziyarete geldiklerinde "sizlerin masum olduğunuza inanıyoruz" şeklinde beyanda bulunan üst düzey yetkililer tarafından hiçbir işlem yapılmamış, yapılamamış, yaptırılmamıştır. Jandarma Genel Komutanlığı'nın üst düzey yetkilileri masumiyetimize inandıklarını beyan etseler de, masumiyetimizi ispatlamaya yönelik hiçbir girişimde bulunmadıklarından zerre kadar bilgim olmayan dijital veriler nedeniyle gerekçe gösterilmeden mahkûm edildim.
Ama komutanlarımın hakkını yemek istemem. 9 Ekim 2013 tarihinde kararın açıklanmasından bir gün sonra, 13 yıl 4 ay hapis cezamın onanmasına giden süreçte kılını kıpırdatmayan Jandarma Genel Komutanlığı, İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığına verdiği emirle burada görevli Personel Şube Müdürü Albayı, elinde adıma hazırlanmış istifa dilekçesi ile Hasdal Cezaevine göndererek istifa etmemi teklif etti. Karardan bir gün sonra, hâlihazırdaki İstanbul Jandarma Bölge Komutanı'nın nezaketen "geçmiş olsun" ziyaretinde bulunacağını beklerken görevlendirilen Albayın "Sen 25 hizmet yılını doldurmadın, istifa et, yoksa ikramiye alamazsın" şeklindeki teklifiyle karşılaştım. Sağ olsunlar özlük haklarımı düşünmüşler. Ben de görevlendirilen Albay'a "İstifa etmiyorum. Bunca yıllık hizmetim karşılığında Devletin bana vereceği 50 bin lira ikramiyenizi de istemiyorum. Ben Genelkurmay Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından imzalanacak olan ve Silahlı Kuvvetlerden ihraç edileceğim kararnameyi hayatım boyunca kul hakkının nasıl yenildiğinin bir belgesi olarak şerefle taşıyacağım" şeklinde yanıt vererek görüşmeyi sonlandırdım.
'Bana vereceğiniz ikramiyeyi emniyete verin'
Sayın yetkililerden rica ediyorum. Lütfen bana vereceğiniz ikramiyeyi ödül olarak Balyoz soruşturmasını başarı ile yürüten emniyet mensuplarına veriniz. Yalnız Sayın Başbakana danışmayı ihmal etmeyin.
'Burnunun dibinde olanlardan haberi olmayan komutan'
Balyoz davasında iddia edildiği üzere, Fatih Camisi'nde keşif ekiplerinin göterildiği bir Word belgesinde isminin yer alması nedeniyle cezalandırılan Binbaşı Taşcı, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e şöyle seslendi:
"Benim ismimin yer aldığı çizelgede isimleri bulunan diğer subayların tamamı 2003 yılında İstanbul Levent'te bulunan Harp Akademileri Komutanlığı'na bağlı ve o dönem emir komuta ettiğiniz Kara Harp Akademisi'nde öğrenim gören, doğrudan sorumluluğunuz altında bulunan Yüzbaşı, Binbaşı rütbesinde Kurmay Subay adayı öğrenci Jandarma Subaylarıdır. Yine emir komutanız altında bulunan ve Kara Kuvvetleri listelerinde bulunan Kara Kuvvetleri mensubu Akademi öğrencisi subayların tamamı beraat etmişler ancak Jandarma subaylarının tamamının cezaları Yargıtay tarafından onanmıştır. Yargıtay 9'ncu Ceza Dairesi kararıyla sizin doğrudan ve birebir sorumluluğunuz altında bulunan Jandarma sınıfı Akademi öğrencilerinin emir komutanız altında öğrenim görmek yerine Cami keşfettikleri, darbe planları yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır, ki bu zımni olarak sizin tabiri caizse 'burnunun dibinde olanlardan haberi olmayan' komutan pozisyonuna düşürülmeniz veya astlarınızı gözetim görevinizi ihmal ettiğiniz anlamına gelir.
Kurmay olmayan ve Kara Harp Akademisi'nde eğitim görmeyen şahsımı doğrudan ilgilendirdiği için mahkeme salonu öncesinde tanımadığım ancak ismimin bir arada yer aldığı öğrencilerinizin konumuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmamanız sizin de üzerimize atılı iftiranın doğrudan muhatabı olduğunuzu gösterir ki istifa etmeniz için yeter bir gerekçedir."
'Komploda yer alanları biliyorsunuz'
"İkramiyeniz, maaşınız, askeri kimliğiniz, lojmanınız, rütbeleriniz, silahınız sizin olsun" diyen Taşcı, Jandarma Genel Komutanlığı'nın üst düzey komutanlarına son söz olarak söylemek istediklerini şöyle ifade etti: "Balyoz Davasında masumiyetine inandığınız subaylarınızın masumiyetlerinin ortaya konulmasına yönelik girişimde bulunmaktan çekinmiş veya TSK'ya yönelik ardı arkası kesilmeyen davalara isminizin karıştırılabileceğinden korkmuş olabilirsiniz. Bu insani duygularınızı samimiyetle anlıyorum. Ancak işgal ettiğiniz makam ve mevkiler bu duygularla birarada bulunabileceğiniz mevkiler değildir. Sizden onurlu bir şekilde bulunduğunuz görevlerden ayrılma dileklerimi arz etmekten ve tarih önünde sorumluluğunuzu hatırlatmaktan başka bir sözüm yoktur. Bu komplonun içinde kimlerin yer aldığını bizim kadar sizin de gayet iyi bildiğinizden eminim."