‘Türkiye'nin ayrılışı NATO için sonun başlangıcı'
Norveç'te Türkiye'yi hedef alan skandalı Sputnik'e değerlendiren Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Soner "NATO'dan kopuş süreci başlayan Türkiye, Avrasya'ya yönelen Avrupa'nın öncüsü rolünde" derken; 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Dilek "Türkiye, NATO'dan ayrılma noktasına gelmeden de ABD'ye ders verebilir" diye görüş bildirdi.
NATO'nun Norveç'te gerçekleştirdiği bir tatbikatta, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düşman hedefler olarak seçildiği skandal, NATO'dan hızla uzaklaşmakta olan Türkiye'nin, pakttan kopuşunu bir kez daha gündeme getirdi. Türkiye'nin tatbikattaki 40 askerinin tümünü derhal çekmiş olması ve NATO'nun skandala yol açan teknisyeni kovması; bir süredir NATO'yla bağları hızla incelen Türkiye'nin pakta yönelik tepkisini dindirmedi. Ankara'nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da belirttiği üzere "şahıs veya parti değil Türkiye meselesi" olarak gördüğü bu skandal, ülke açısından ‘güvenlik değil baskı paktı' haline gelen NATO'dan kopuş sürecinin temelini atabilir. Süreci ve olası senaryoları Sputnik'e değerlendiren politikacı ve uzmanlar, günlerdir sıkça sorulan "Türkiye NATO'dan çıkabilir mi?" sorusunun ötesinde "Türkiye, hangi durumda NATO'dan çıkar/çıkmalı?" ve "Türkiye'nin NATO'dan kopuş süreci nasıl ilerler?" sorularını yanıtladı.
‘TÜRKİYE, NATO'DAN ÇIKMAYA BAŞLADI BİLE'
Konuyu Sputnik'e değerlendiren Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yunus Soner "Türkiye, NATO'dan çıkabilir mi?" sorusunun oldukça geç kalınmış bir soru olduğunu; Türkiye'nin bir süredir NATO'dan çıkmakta olduğunu ifade etti:
"Türkiye, NATO'dan çıkmaya başladı bile. Bunun bir örneği, Türkiye'nin Irak'taki Barzani referandumuna karşı siyasetinin NATO çerçevesinde değil Türkiye, Rusya, İran ve Irak arasındaki eş güdümle belirlenmiş olması. Buna bir diğer örnekse Türkiye'nin Suriye politikası. Zira bu da artık NATO çerçevesinde değil; Rusya, İran ve dolaylı olarak Suriye'yle müzakereler çerçevesinde belirlenmekte. Üçüncü bir örnekse Katar krizi sürecinde Türkiye'nin Amerikan kaynaklı Sünni NATO kurma girişimine katılmaması. Kısacası, her ne kadar askeri ve teknolojik düzeyde bazı iş birlikleri sürse de; Türkiye'nin dış politikasını artık NATO üyesi olması belirlemiyor. Bu yüzden ‘Türkiye, NATO'dan pat diye çıkabilir mi' sorusu geçerliliğini yitirmiş bir soru. Bu noktadan ancak sürecin savunma sanayi ve diğer alanlarda nasıl uygulanabileceği tartışılabilir."
Türkiye'nin savunma alanında Rusya ve Çin başta olmak üzere alternatiflerinin varlığına ve tam da bu sebeple ülkenin NATO'ya bağımlı olmadığına işaret eden Soner "Sürecin en önemli ve dikkat çekici kısmı, Türkiye'nin, dış politikasında, NATO ülkesi olarak hareket etmek şöyle dursun Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki NATO unsurlarını bile temizlemiş olması. ABD yetkilileri de bunu feryat etmek suretiyle çok kez itiraf ettiler" diye konuştu.
‘NATO TÜRKİYE'Yİ YALNIZCA GÖZDEN ÇIKARMAKLA KALMADI, HEDEF ALDI'
Norveç'te yaşanan NATO skandalını "bir teknisyenin yaptığı hata" olarak değerlendirmenin mümkün olmadığına ve olayın, Türkiye ve NATO'nun kopuşunun göstergesi olduğuna değinen Soner "Böyle bir skandala imza atan kişinin, çalıştığı ortamda bunu gerçekleştirebileceği bir iklim bulmuş olduğu gerçeği dikkatlerden kaçmamalı. Dolayısıyla NATO, daha doğrusu ABD, bırakın Türkiye'yi gözden çıkarmayı, ülkeyi hedef almış durumda. Bu tatbikatta yaşanan skandal sadece gelinen noktayı gösteren en son örnek. Başka bir gösterge ise, ABD tarafından PKK gibi terör örgütünün silahlandırılması ve Türkiye'ye karşı terör örgütlerinin doğrudan desteklenip savaş konumuna getirilmesi. Dün İdlib'de PYD unsurlarının Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mesaj amacı güden havan topu saldırısı da ABD'nin bu tutumunun sonucu" dedi.
‘TÜRKİYE'NİN AYRILIŞI NATO İÇİN SONUN BAŞLANGICI'
Türkiye'nin NATO'dan çıkışının, paktın dağılmasında önemli bir unsur olacağına işaret eden Soner "Türkiye'nin önünde Şanghay İşbirliği Örgütü gibi önemli alternatifler var. Ayrıca Türkiye'nin katılımıyla bu örgütler de çok daha fazla gelişip, ilerleyip derinleşecek. Yani Türkiye, Atlantik'ten çıkıp Avrasya geçerek Avrasya'yı da daha ileri taşıyacak. İkincisi, Türkiye'nin NATO'dan uzaklaşması, NATO'nun içindeki de bir ayrışma ortaya çıktı. Çünkü NATO'dan sadece Türkiye değil önemli sayıda Avrupa ülkesi de uzaklaşıyor. Geçtiğimiz haftalarda, çeşitli Avrupa ülkelerinin ortak bir savunma sistemi kurmak konusunda anlaşması bu söylediğimin bir sonucu. Yine çok sayıda NATO ülkesi, NATO'nun Ukrayna'da ve Kırım'daki faaliyetlerinden oldukça rahatsızlar. İngiltere, Almanya ve Fransa, Amerika'nın İran'a karşı sergilediği tutumdan da çok rahatsız. Bu ülkeler Türkiye ile birlikte yeni bir güvenlik arayışı içine girecek ve ABD kurduğu NATO'da yalnız kalacak. Türkiye'nin kamp değiştirmesi büyük değişikliklerin önünü açacak" dedi.
Türkiye'de ülkenin NATO'da kalmasını savunan güçlü bir tez bile kalmadığına işaret eden Soner "Türkiye'nin NATO'dan çıkmasına güçlü bir şekilde muhalefet edilebilen yok. NATO'dan çıkmaya yönelik itirazlar ‘alet edevatımız, uçak motorumuz nasıl çalışır' gibi soruların daha ötesinde bir öneme sahip değil. NATO'yu savunmak isteyenlerin savunması artık bundan ibaret. Türkiye'nin siyasi iklimi hem NATO hem de ABD iş birliğine karşıt durumda" diye ekledi.
NATO'DAN ÇIKMAK MI PAKTI HİZAYA GETİRMEK Mİ?
Sputnik'e açıklama yapan 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Cahit Armağan Dilek'e göreyse Türkiye'nin NATO'dan çıkması, tahmin edilenin çok daha ötesinde karmaşık bir süreç içeriyor olması sebebiyle ülkenin öncelikli tercih olmamalı. Türkiye'nin önceliğinin NATO'dan çıkmak yerine paktın ülkedeki harekat faaliyetlerini askıya almak olması gerektiğine işaret eden Dilek "Türkiye, NATO'ya ders vermek istiyorsa ilk etapta NATO ülkelerinin Türkiye'deki harekat faaliyetlerini askıya alır. Ama bu yapılmıyor; sadece laflarla bağırış çağırışla konu iç politika malzemesi haline getiriliyor. Üstelik belki de bu tartışmaların en sonunda gündeme getirilecek Kürecik radarı vs medyada gündeme getiriliyor. Halbuki bundan önce siyasette diplomaside ve hatta askeri alanda ABD ve NATO'yu müttefiklik sınırlarına çekmek için yapılacak çok şey var" dedi.
Türkiye'nin yapması gerekenin aşamalı şekilde tedbirler almak olduğuna değinen Dilek "Öncelikli olarak Türk üslerindeki ABD/NATO operasyonel faaliyetlerinin durdurulmasından başlanabilir. (Karşı taraftan) gelecek tavıra bağlı olarak bilahare Türk üslerinde yabancı askeri varlığı bulundurulmasına yönelik izin iptal edilir ve ülkeyi terk etmeleri istenebilir. Böylece ABD, İncirlik'i anlaşma hükümlerine uygun olarak sadece lojistik maksatlarla kullanabilir. Bundan da sonuç alınamaz ise İncirlik tamamen ABD kullanımına kapatılır" dedi. Dilek şöyle devam etti:
"Ayrıca artık bir fonksiyonu kalmayan ama bazı NATO üyelerinin ısrarla göreve devam etmesini istediği Ege'de göçe karşı görev yapan NATO deniz gücünün görevi sonlandırılması sağlanır ve NATO gemilerinin Türk karasularını terk etmesi istenir. Suriye'de terör örgütü PKK/YPG'ye ulaşan silah ve malzemelere karşı operasyon yapılır. Sahada ABD Türkiye'ye karşı askeri bir hamle yapıyor, Fırat'ın doğusunda oluşturulan güvenli bölgede yani PKKistan'da terör örgütünden düzenli ordu yetiştiriyor, silah veriyor. Bu askeri hamleye Türkiye'nin de mütekabiliyet çerçevesinde askeri bir karşılık vermesi gerekiyor; o da o silah ve malzemeleri, onların bulunduğu depo ve üsleri vurmak olacaktır."
ulusal.com.tr