Yunan gazeteci, Yunanistan'ın Türkiye korkusunu yazdı

Real News gazetesinde yayımlanan Paunis Nikolas imzalı makalenin tamamı şöyle:

"Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarına yönelik mücadele son dönemde hızlandı. Tabii ki bunda Rus doğalgaz tekelinin gaz tedariğindeki etkisini kırmak önemli bir rol oynuyor Türkiye Lefkoşa'nın hamlelerine karşılık veriyor. Türkiye'ye göre adada bulunan Türk azınlığı da Kıbrıslı MEBindeki kaynaklardan faydalanma konusunda eşit haklara sahip ve Ankara bu konudaki kararlılığını Şubat 2018'de Eni Şirketinin bölgeye yolladığı Platformu engelleyecek Navtex ler yayınlayarak gösterdi.

Türkiye askeri gücünün Diplomasi alanında kullanıyor ve bu şekilde Yunanistan'ın egemenlik hakları konusunda tereddüt yaratmayı amaçlıyor. bunu yaparken de Barbaros ve Fatih sondaj gemilerin etrafında kendi güvenlik çemberini oluşturuyor. buna karşılık Yunanistan ise bölgeye bir fırkateyn gönderip olayları izlemekle yetiniyor. Bununla beraber Yunanistan'ın bölgeye gönderdiği nikiforos Focas ve Salamis fırkateynleri bölgedeki Türklerin elektronik harp yetenekleriyle veya silah güçleri ile başa çıkabilecek düzeyde silahlı değil. ayrıca da bölgede kalış sürelerine ilişkin Lojistik problemler ortaya çıkıyor Özellikle de ekonomik ödeneklerin Silahlı Kuvvetleri etkilediği bir dönemde.

Son 8 yıldır yaşanan ekonomik krizle birlikte Yunan deniz kuvvetleri çok önemli unsurlarını hurdaya çıkartmak zorunda kaldı ve bu konuda denge değişmeye başladı. halihazırda Yunan deniz kuvvetleri modern denizaltıları yönünden Üstün olabilir ama Türklerde bu konuda çabalıyorlar. Ayrıca Fransa'dan alınacak belharra tipi fırkateynlerin ne zaman hizmete gireceği de belli değil Ve bu açıkçası çok da güçlü bir olasılık değil.

Ayrıca Türkler özellikle Deniz Hava Gücü ve insansız hava araçları konusunda çok büyük bir tecrübe kazandılar. İnsansız hava araçlarını Afrin gibi gerçek harp şartlarında uçurarak personellerine tecrübe kazandırdılar. Türk Hava kuvvetlerinin üslerinin Doğu Akdeniz'e olan yakınlığı da Yunanistan ile kıyaslandığında kendilerine büyük bir imkan sağlıyor. Ayrıca Türklerin elinde havadan erken ihbar ve de havadan yakıt ikmal uçakları sayesinde önemli bir Komuta Kontrol ve lojistik gücü bulunuyor.

Türklerin diğer bir özelliği ise Savaşçı bir ruha sahip olmaları ve vatan konusunda kendilerini feda etme düşüncesi ile yetiştirilmeleri. bu şekilde Yaşanacak bir savaşta birçok kaybı rahatlıkla kabul edebiliyorlar. Yunanistan ise gerek nüfus yönünden gerekse de Meis adasının durumu göz önüne alındığında coğrafi yönden birçok dezavantaja sahip Bu yüzden de bölgede ittifaklarla güç dengesini sağlamaya çalışıyor.

Bölgede Mısır Kıbrıs ve İsrail ile yapılan askeri işbirliği tatbikatları öne çıkıyor fakat İsrail'den bu konuda gerçekçi bir destek bekleyemeyiz. Çünkü İsrail Cumhurbaşkanı netanyahu'nun daha önce açıkladığı gibi olası bir çatışmada israilliler Türklerle çatışmaktan çekiniyor bu konuda ABD nin oynayacağı arabulucu Rolü de dikkatle sorgulanmalı.

Bu durumda ülkemizin önünde İki seçenek var. Birincisi silahlanma yarışına geri dönmek Diğeri ise Türklerle görüşmeler yapmak Özellikle de Kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgenin belirlenmesi konusunda. Tabii ki bunlar komşunun saldırgan karakterini daha da ortaya çıkartabilir, bu durumda Yunanistan'ın dayanabileceği tek temel Avrupa Birliği'nin üyesi olarak Avrupa Birliği'nin desteğini sağlamaktır.