İlahiyatçı yazar Ömer Döngeloğlu, Soner Polat'ın cenazesinde konuştu: Ben, paşam için bugün bu niyetle burdayım

İlahiyatçı yazar Ömer Döngeloğlu, bugün sonsuzluğa uğurladığımız emekli Tümamiral Soner Polat'ın cenaze töreninde yaptığı konuşmada, "Bazı cenazeler gelir ki siz onun şehadetine muhtaçsınızdır. Siz, 'Biz sizin hakkınızı koruyamadık, özür dilemeye geldik, güle güle demeye geldik' dersiniz. Ben, paşam için bugün bu niyetle buradayım" dedi

Abone ol

İlahiyatçı yazar Ömer Döngeloğlu, bugün sonsuzluğa uğurladığımız Büyük Devlet Adamı, Vatan Partisi Önderi, Unutulmaz Komutan, Amiral Soner Polat'ın cenaze töreninde konuştu.

Cenazede İlahiyatçı Ömer Döngeloğlu da bir konuşma yaptı. Nâzım Hikmet’ten ve Mehmet Akif’ten alıntılar yapan Döngeloğlu, FETÖ’yü de lanetledi. Döngeloğlu helallik istediğinde, yer gök “Helal olsun” diye inledi.

Öğle namazının ardından cenaze töreni için saf tutuldu. İlahiyatçı yazar Ömer Döngeloğlu geldi tabutun yanına. Avukat Faik Işık’ın ricasıyla geldiğini söyledi, başka hiçbir cenaze töreninde duyamayacağımız sözlerle hitap etti törendekilere. ‘Ömrü çalınan’lara, vefasızlara değindi, ‘Şahit misiniz?’ diye sordu, avlu ‘şahidiz’ diye inledi.

‘BAZEN YAŞARKEN KÜÇÜLÜR BAZEN ÖLÜRKEN BÜYÜR İNSANLAR’

Döngeloğlu, Polat’ın naaşı başında önce Hud suresinden ayet okudu, sonra şu konuşmayı yaptı: Bu bir ölüm ayeti değildir, salaya gelen cenazeler için okunan ayet de değildir. Bu ayette ‘Sakın zalimlere meyletmeyin, zulmedenlere meyletmeyin. Ateş sizi de kuşatır’ buyuruyor Allah. Biz babadan, Anadolu’da dedelerimizden, Yunus’un nefesinden, Mevlana’nın dergahından duyduk ve öğrendik ki bir elmayı çalanın bile kul hakkı olurmuş. Ya ömrü çalınanlar, ya umudu alınanlar, ya hakkı gasp edilenler? Bazen yaşarken küçülür insanlar, bazen ölürken büyür insanlar. Yaşamın küçülttükleri, hayatlarıyla rezileştirkçe rezileşenler, ölürken ölümsüzleşenler. Rahmetli Nazım Hikmet’in dediği gibi, ‘Dostlarım hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.’ Milli şair Akif’in dediği gibi ‘Ölüm arzular ebediyeti ama, yalnız yaşadım. Öldüğümü kim nereden bilecek?’

‘BAZEN SİZ ONUN DUASINA MUHTAÇ OLURSUNUZ’

“Kardeşlerim üç kardeşimiz Nurhan hanımefendi, Mehmet Muzaffer beyefendi ve onların ortasında çok kıymetli komutanımız, Soner Polat paşamız rabbine dönüyorlar. Bizden bir hüsnü şahadet bir de helallik ister. Hüsnü şahadet nedir bilir misiniz? Öyle torpille, adamla, parayla olan birşey değildir. İçinizden gelerek, bütün hücrelerinizi şahit tutarak ‘evet iyiydi bu adam’ diyenler. Bazen musallaya cenazeler gelir hakikaten adam sizin duanıza muhtaçtır. Ama bazı cenazeler gelir ki siz onun şahadetine muhtaçsınızdır. Siz ‘sizin hakkınızı koruyamadık güle güle demeye geldik’ dersiniz. Paşam ben bugün bu niyetle burdayım.

Avukat Faik Işık dostum davet ettiğinde ve konuyu anlattığında içimden gelerek dedim ki evet. Bazen geç kalmış olsanız bile geç kalmış bir özür bile özürdür kardeşlerim. Toprak üstüne örtülmeden bu kahramanın ve Müslüman kardeşlerinizin iyi bir insan, iyi bir komutan, iyi bir anne baba, iyi bir arkadaş, vatanını seven, dini, milletini, devletini, halkını seven iyi insanlar, hayırlı hizmetler yapan güzel insanlar olduklarına, iyi bir akraba, iyi bir komşu, iyi bir dost olduklarına şahitlik eder misiniz? “Bizim şahitliğimizi bizim duymamız yetmez toprak duysun yaprak duysun. Yerde yürüyen karınca, gökte uçan kuş duysun ki, zalimler kime zulmederlerse etsinler bir gün hak yerini bulur bu adam adamdı diyen insanlar ona şahitlik etmek için toplanır. “Kardeşlerim Anadolu kültürünün, bizim Müslüman milletimizn mayasının ruhunda şu vardır; Aynı yolun yoldaşları, aynı davanın gardaşları, aynı vatanın evlatları dünyada adım beraber yürüdülerse yetmiş yıl ahirette hesaplaşırlar. Kul hakkı bu kadar hassastır. Şu Nurhan hanımefendiye, şu Mehmet Muzaffer beyefendiye ve şu kıymetli komutanımıza haklarınızı helal eder misiniz?”

Caminin avlususunda üç kez yankılandı; ‘Helal olsun, helal olsun, helal olsun.’

Cenaze namazının ardından bembeyaz üniformalı Bahriyelilerin omuzlarında Türk bayraklı tabutu yükseldi. Sevenlerinin arasında taşındı naaşı, top arabasına kondu. Önde top arabası, ardında asker selamıyla eşi, dostları yürüdü ardından ağır ağır. Amiral Soner Polat, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda son istirahatgahına götürülürken, Vatan Partisi camiden mezarlığa kadar yürüyüş düzenledi. Kitle ellerinde sadece Soner Polat’ın fotoğraflarını ve Aydınlık’ı taşıdı. Zincirlikuyu’daki törenin ardından Amiral Polat’ın naaşı toprağa verildi.

ulusal.com.tr

Amiral Soner Polat sonsuzluğa uğurlandı Gündem Yalçın Akdoğan AK Parti Genel Başkan Danışmanı oldu Gündem 81 ilde eş zamanlı yaya geçidi nöbeti yapıldı Gündem Yargı Paketi için Meclis'te ilk mesai Gündem