Balyoz kumpası savcısı Kaplan'ın ifadesi ortaya çıktı
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklanan Balyoz Davası savcılarından Hüseyin Kaplan’ın mahkemede verdiği ifade ortaya çıktı.
Kaplan ifadesinde, "Cemaat olarak tabir edilen, yapının içerisinde tüm mesleğimin izin verdiği meşru faaliyetlerin hepsine katılmaya çalıştım. Yıllarca, insanlığa hizmet götürmesini beklediğim yapının darbeye karıştığını anlayınca hayallerim yıkıldı. Pişmanım. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum" dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından HSYK tarafından açığa alınan hakim ve savcılara yönelik başlatılan FETÖ/PDY soruşturmasında kapsamında, geçtiğimiz günlerde tutuklanan Balyoz Davası savcılarından Hüseyin Kaplan’ın Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nde verdiği ifade ortaya çıktı.
FETÖ ile lise yıllarında tanıştığını söyleyen Kaplan, üniversite yıllarından itibaren ise bu yapılanmayla birlikte olmayı hayat tarzı olarak kabul ettiğini kaydetti. Kaplan, bir yandan İslamiyeti daha iyi yaşayıp etrafındaki insanların bazılarına açıktan, bazılarına ise iyi bir insan modeli çizerek örnek olmaya çalıştığını belirterek, "Cemaat olarak tabir edilen, şu anda terör örgütü olan yapı içerisinde tüm mesleğimin izin verdiği meşru faaliyetlerin hepsine katılmaya çalıştım. Duygu ve düşüncem hizmet edebileceğim yolun bu olduğunu bana söylüyordu. Birçok gizlilik ve benzeri hususlara dikkat etmeye çalıştım. Ancak şu anda basında veya değişik soruşturma dosyalarında karşılığını bulan, örgütlü olarak işlenen sadece silahlı darbe teşebbüsü değil, kişisel verilerin izinsiz olarak elde edilmesinden değişik suçlara kadar bir kısım suçların şahsi hususiyetim sebebiyle katılmamaya çalıştım" dedi.
"Balyoz’da 'kumpas' tabir edilen hiçbir teklifin veya usulsüzlüğün içine girmedim"
Kaplan, kendisine böyle bir teklif de gelmediğini vurguladığı ifadesinde, "Yapı içerisinde de karakterimi bildiklerinden bu şekilde bir teklif gelmedi. Balyoz davasının belli bir sürecinden sonra duruşma savcılığı yaptım. Her ne kadar şu anda 15 Temmuz darbesinden sonra bu darbeyle ilgili zeminin bu tür davalarla hazırlandığı söylense de, ben kumpas tabir edilen hiçbir teklifin veya usulsüzlüğün içine girmedim. Görevlendirildiğim için duruşmalara çıktım, dosyadaki deliller belki sahte olduğu şu anda anlaşılsa da gerçek olduğuna inanarak taleplerde bulundum. Yargılama yapılmasına katkı sağladım. Nitekim bu dava sonuçlanıp Yargıtay’da kesinleştikten sonra yeniden yargılanmayla ikinci bir yargılanma İstanbul Anadolu Adliyesi’nde yapıldı. Verilen beraat kararı bir kısım sanıklar yönünden kumpas iddialarından sonra temyiz edildi" şeklinde konuştu.
"Örgüt içerisinde suç işlediğimi düşünmüyorum ama mensubiyetimi kabul ediyorum"
Tüm bunların ardından birçok hakim savcı hakkında soruşturma başlatıldığını hatırlatan Kaplan, "Birçok soruşturmaya katılan şu andaki FETÖ kapsamında faaliyet gösterdiği iddia edilen hakim ve savcıların aksine yaklaşık 3 yıldır hakkımda soruşturma açıldığını duymadım. Bu davayla ilgili bir suç işlemiş olsaydım, 3 yıllık süreçte müfettiş raporları sonrasında HSYK tarafından, tarafıma savunma verilmesi veya soruşturma işlemlerine başlanmış olması gerekmekteydi. Yani örgüt içerisinde suç işlediğimi düşünmüyorum ama mensubiyetimi kabul ediyorum" ifadelerini kullandı.
"Bu yapının darbeye karıştığını anlayınca hayallerim yıkıldı"
FETÖ mensupları tarafından organize edilen 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hakkında yakalama kararı çıkarılan Kaplan, ifadesinde yurt dışına kaçma imkanlarının bulunduğunu ancak gitmediğini anlattı. Kaplan, "Ben 15 Temmuz’dan sonra hakkımızda yakalama kararı çıktığını duyunca önce memleketime gittim. Bu süreçte darbenin cemaat tarafından yapılıp yapılmadığı konusunda kanaat sahibi oldum. Yıllarca idealim biriktirdiğim, insanlığa hizmet götürmesini beklediğim yapının darbeye karıştığını anlayınca şahsi olarak çok üzüldüm, hayallerim ayrıca yıkıldı ve dini inanışım gereği de kendimi sorguladım. Nihayetinde Allah’a inanıyordum. Örgüt bağlantısı dinin sınırlarını zorladığında insanın kabullenmeyeceği bir şey değildir. Bu sebeple bağlarımı kopardım. Kaçtığım sürede gerek Gürcistan’a akabinde Yunanistan’a kaçma imkanım olmuştu. En son gelmeden önce sınıra yakın bir yerdeydim. Ama olaydan pişman olduğumu, 30 yıldır beraber olduğum bu yapıyla maddi ve manevi bağımı kopardığımı anladım" dedi.
"Pişmanım"
Firari olduğu esnada, iş adamı Galip Öztürk’e yazdığı mektubu ve teslim olmadan önce bir televizyon kanalına verdiği röportajı da anlatan Kaplan, son olarak "Şu anda pişmanım. Her ne kadar iyi niyetle de mücadele etsem de vatanına ve milletine ihanet eden, askerine polisini bombalattıran, isyana karşı duran vatandaşını tankla ezen bir yapıyla beraber olmak istemiyorum ve reddediyorum. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul Nöbetçi 8’inci Sulh Ceza Hakimliği, Kaplan’ın 'silahlı FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma' suçundan tutuklanmasına karar verdi.