5 Ateşi O taşıyor
Od/Ot köküne geldik.
Türkçenin Od/Ot kökü üzerine çalışmaları Fikret Otyam ağabeyime, kirveme armağan ediyorum.
Ateş yolunda yana yana
Otyam’daki –yam ekini araştırmadan noktayı koyabilir miydik?
Yam sözcüğünün yol, geçit, ulak, posta istasyonu gibi anlamları var. Çince, Farsça, Arapça, Ermenice ve Rusçaya bu anlamlarla girmiş. (1)
Otyam, ateş yolu, ateş taşıyan oluyor.
Fikret ağabey, soyadının erenidir. Ateş yolunda ateşi taşıyor, “Ben yanaram dünü günü” diye diye.
İlk kez açıklıyorum
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Hazreti Muhammed’in soyundan geldiğini söylemişti. Ellerinde beratları bile varmış. Onaylanmış şecereler hem de.
Fikret ağabeyim alçakgönüllüdür, destur vermese de, kamuoyuna ilk kez bu köşede açıklıyorum: Fikret ağabey de Tanrı Odin’in sülalesinden geliyor. İspatı soyadıyla belgelidir.
İşçi Partisi olarak CHP’den bu bahiste de hiçbir eksiğimiz yok, hatta fazlamız bulunuyor.
Kanıtlar gösteriyor ki
Türkçemizin Od/Ot kökünü bağlayacak olursak, çok sayıda ve birbiriyle bağlantılı kanıtlar göstermektedir ki:
1. Avrupa'nın Savaş Tanrısı Odin adının kökeni, Türkçe Od/Hot sözcüğüdür. Ateş, kızma, kızgınlık, öfke, düşmanlık, kin gibi anlamlar taşıyan birçok sözcük, Türkçede olduğu gibi Avrupa dillerinde de Hot/Ot/Od kökünden geliyor.
2. Hot/Ot/Od kökü, yalnız Tanrının adı olarak değil, Türkçedeki anlamlarıyla bağlantılı çok sayıda sözcük olarak Avrupa dillerine yerleşmiştir.
3. Avrupa dilleri, Hot/Ot/Od kökünden yeni yeni sözcükler türetmiştir.
4. Vikingler ile yalnız Od kökü nedeniyle tanışmıyoruz. Kuzey dillerindeki ver, var ve say/sag/sav kökenli sözcükler de Türkçe ile ortak bir köke işaret ediyor. Bu arada Vikinglerin ilk adı olan Väring sözcüğünün bir tarihte Türk diliyle buluştuğunu gösteren çok sayıda dilbilimsel ve tarihsel kanıt da bulunmaktadır. Onları yazdık.
5. Bizim bize en uzakta gibi gözüken İskandinavlar dahil, Avrupa halklarıyla bildiklerimizin ötesinde çok köklü bağlarımız ve ilişkilerimiz vardır. Bu köşede bu dil ve köken ilişkileri nedeniyle kimseye “Türk” demedik ama Türk kavramına alerjisi olanlar, böyle sonuçlara vardılar. Her yerde Türk görmek onların saplantısıdır.
Dağ dağa kavuşmaz
Kavimler kavimlere kavuşur
Türkçemizin en güzel özdeyişlerindendir: "Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur."
Tanrı Odin’in maceraları bizi şu gerçeğe götürüyor:
Tarih, bize kavimler arasında dağlar olmadığını gösteriyor. İklimler, okyanuslar ve denizler, insanoğlunun serüveninde hep birbirine karışmışlar. Kimi bağnaz, yobaz ve bencil türünden nasyonalistlerin göstermek istediği gibi, kavimler ve milletler arasında kalın duvarlar yok. Hele insanlık tarihinde ırklar ve birbirinden soyutlanmış kültürler aramak, budalaca bir gayret olarak gözüküyor.
İnsan olmak
ya da Homo Sapiens olmak!
Sokaktaki insanın omzuna dokunup, 'İsveçliler, Norveçliler, Danimarkalılar, bizim aşiretten geliyormuş haberin var mı' diyecek olsanız, size şaşkınlıkla bakacaktır. Hele bir de, "Bir zamanlar tanrımız bile aynıymış, Tanrı-Kağan Odin'i ta oralara biz yollamışız" diye lafı uzatırsanız, başınıza gelecekler konusunda çeşitli olasılıklar bulunabilir.
Ancak öyle değil, Bering boğazını bile geçen Asyalı atalarımız bizi bütün insanlıkla buluşturuyor; Kızılderili bile oluyoruz, Viking niye olmayalım?
Vatansız ve ipsizler, Türk olmadıkları için Viking de olamazlar. Özeti: Onlar insanca duygulara yabancıdır, yalnız ve yalnız Homo Sapiens olabilirler.
Odin’in tanrısal gücü
Odin, tanrısal gücüyle kavimler arasındaki dağları yerinden oynatıyor. Bizlere hepimizin insan olduğunu, bizleri ayıran ırklar olmadığını, dünyanın her yerinde akrabalarımız ve kardeşlerimiz bulunduğunu ve bütün bu kardeşlerin toplamının da insanlık olduğunu anlatıyor. İşte böyle bir dünyada, Vikinglerle bile kardeş olurken, Anadolu'da binlerce yıldır birlikte yaşayanların yabancılaştırılmasına ne demeli?
Şu ölümlü kalımlı dünyada kavimler arası kardeşliğe en yetenekli, en birikimli millet kimdir diye soracak olursanız, bilim adamları Türkleri önde sayarlar.
Herkesle akraba olmak, herkesle harmanlanmış olmak, herkesle karışmış ve kaynaşmış olmak, bizim tarihimizin özetidir. Buradan ırkçılık mırkçılık çıkmaz, tek bir şey çıkar: Kardeşlik, insanlık, insancıllık, Enternasyonalizm! Okyanus kıyılarında bile destanlarımız okunuyor, bizden daha dünyalısı var mı?
Hepimiz Odiniz Hepimiz Otyamız
Türk tarihi bize, eşsiz bir özgüven ve gurur yanında uluslararası kardeşlik kültürü sunuyor. 20. yüzyılın başından beri Ruslar, Çinliler, Hintliler, İranlılar, Araplar, Vietnamlılar, Koreliler, arkasından Afrikalılar ve Latin Amerikalılar ile birlikte, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Mazlumlar Dünyasının öncü konumlarında bulunan Türk milleti, insanlığın büyük kavuşmasının da öncülerindendir.
Odin, bizim kavimleri birbirine kavuşturan kahramanımızdır.
Bizimdi, hepimizin oldu.
Hepimiz, Odiniz! Hepimiz Otyamız!
Dipnot
(1) Prof. Dr. Günay Karaağaç, Türkçe Verintiler Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2008, s. 902
Doğu Perinçek
Aydınlık/Rota