Vatan Partisi KKTC'nin tanınması için çalışıyor
Bugün Kıbrıs Barış Harekatı'nın 48. yıl dönümü. Vatan Partisi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin devlet olarak tanınması için uzun zamandır bölge ülkeleriyle temas halinde. Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek'in hükümete eleştirisi de KKTC'nin devlet olarak tanıtılmasında etkin bir stratejisinin olmayışı. Peki KKTC'nin tanınması için hangi strateji izlenmeli? Hangi ülke bu konuda anahtar? Vatan Partisi bu konuda Türkiye'nin gündemine bir strateji sunuyor.
Vatan Partisi, Abhazya Meclis Başkanı Valeri Kvarçiya ve beraberindeki heyeti İstanbul'da ağırlamıştı. Taksim Hill Otel'de düzenlenen ortak basın açıklamasının ardından Karaköy'deki Mahkeme Lokantası'na geçen heyetler, KKTC ve Abhazya'nın tanınması konusunda önemli mesajlar vermişti. Vatan Partisi lideri Perinçek, Abhazya'nın Türkiye için anahtar bir ülke olduğunu söyleyerek şöyle konuşmuştu:
"ABHAZYA ANAHTAR ÜLKE"
- Türkiye ve Abhazya için önemli bir süreç içerisindeyiz. Abhazya Türkiye için anahtar bir ülke, dostluğu dünya çapında kapıları açacak bir ülke. Bugün Amerika; Dedeağaç, Larissa, Selanik, Girit’in kuzeyi, Suriye’nin kuzeyi, Gürcistan ve Ukrayna’ya yığınak yapıyor. Bu kuşatma kime karşı? Dedeağaç’a yığılan 1000 tane tank Rusya’ya karşıymış! O 1000 tank oraya gidemez. O 1000 tank burnumuzun ucunda, bizi tehdit etmek için yığıldığını biliyoruz. Doğu Akdeniz’de, Ege’de ABD, Yunanistan ile birlikte Türkiye’yi hedef alıyor. Nemesis Tatbikatı, Noble Dina Tatbikatı, hepsi intikam anlamına geliyor. Namlular Türkiye’ye dönük. Karşıda ABD var, üzerimize sürdüğü PKK var, FETÖ var. Beraber tatbikat yaptıkları İsrail var, onlara yanaşan Fransa var. Bu gerçekler karşısında Türkiye’nin güvenliği Asya ikliminde. Bu koşullarda Türkiye’nin dostları, Türkiye’nin güvenliğini sağlamada dayanışma halinde olacağımız ülkeler belli.
"ABHAZYA'YA DOKUNAN BİZE DOKUNUR"
Perinçek, aynı konuşmada Doğu Akdeniz'de ABD-İsrail eksenli tehditin yalnız Türkiye'ye yönelik olmadığını Batı Asya'da Çin'e kadar bütün dünyayı ilgilendiren bir tehdit olduğunu ifade etmişti. Kıbrıs'ın Süveyş Kanalı'nı ve Hürmüz Boğazı'nı kontrol eden bir noktada olmasının hem Atlantik eksenli güçler hem de Asya-Avrasya güçleri arasında bir çatışma noktası olmasına sebebiyet verdiğini belirtmişti. Perinçek, şöyle konuşmuştu:
- Abhazyalı kardeşlerimiz bizim kardeşimizdir. Onların Türkiye’ye gelmeleri, KKTC için ziyaret talepleri Türkiye için tarihi bir süreçtir. Sayın KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a da yönettiği hükümete de resmi görüşmede ifade ettim. Bizim hükümet yetkilerine de ifade ettim. 'ABD’nin, Fransa’nın KKTC’yi tanıma ihtimalleri var mı?' diye sordum, hepsi güldü. Ama birçok komşusu ve Asya ülkesi KKTC’yi tanıma rotasına girmişlerdir. KKTC’nin tanınması basit bir diplomasi olayı değildir. Bütün dünya dengeleri değişecek, Türkiye’nin Asya ülkeleriyle arasını sağlamlaştıracak önemli bir olaydır. Türk milleti olarak Abhazya’nın güvenliğini de huzurunu da kendi güvenlik ve huzurumuz görüyoruz. Abhazya’ya dokunan bize dokunur. Türkiye’de 500 bine yakın Abhaz vatandaşlarımız vardır. Abhazya, Türkiye’nin Kafkasya, Asya ve Rusya’ya açılmasında anahtar konumdadır. Abhazya ve Rusya arasında gümrüksüz ticaret anlaşması var. Türkiye'nin de Abhazya üzerinden birçok ürünü gümrüksüz ihraç etme ihtimali var. Rusya, bizim 2. ticaret ortağımız. Abhazya-Türkiye dostluğu bunlardan dolayı da çok çok önemli. O bakımdan Sayın Meclis Başkanımızın bu ziyaretini önemli buluyoruz.
Abhazya Meclis Başkanı Valeri Kvarçiya, söz konusu toplantı da dünyanın Abhazya'yı izole olarak gördüğünü bu konuda Türkiye'den destek beklediğini kaydetmişti. Kvarçiya, Rusya ve Suriye'nin kendilerini tanıdığını fakat 300-400 yıllık bir geçmişlerinin olduğu halde Türkiye'nin kendilerini tanımadığını belirtmişti. Doğu Perinçek'in girişimlerini heyecanla karşıladıklarını söyleyen Abhazya Meclis Başkanı şöyle konuşmuştu:
"DÜNYADA ABHAZYA'YI İZOLE ETME SORUNU VAR"
- Türkiye Cumhuriyeti güçlü ve demokratik bir ülke. Rusya da öyle. Biz Rusya ve Türkiye’nin destekleriyle bir şekilde yol alıyoruz. Türkiye’den Rusya’ya ya da Rusya’dan Türkiye’ye gitmek isterseniz Abhazya’dan geçersiniz. Bizi bir köprü olarak görebilirsiniz. Biz bağımsızlığımızı 1993 yılında kazandık ama bir şekilde dünyadan Abhazya’yı izole etme sorunu var. Türkiye’nin katkıları olacaktır diye umut ediyoruz. Bizim birlikteliğimiz yaklaşık 300-400 yıl öncesine dayanıyor. Can birliği yaptık, kan birliği yaptık. Birlikte iyi kötü günleri yaşadık. Yine bu şekilde yaşamaya devam etmek istiyoruz. Bizi öncelikle Rusya tanıdı, akabinde Rusya’nın katkılarıyla bazı ülkeler tanıdı. En sonunda Suriye bizi tanıdı. 300-400 yıllık geçmişimizin olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nden de beklentilerimiz var. Doğu Bey'den de epey beklentilerimiz var desek yanılmayız. Biz, Abhazya Cumhuriyeti olarak elimizden gelen bir şey varsa mutlaka yapmaya çalışırız, buna Kıbrıs konusu da dahil. Buradan da KKTC’yi ziyaret etmek için geldik. Ama neden olduğunu bilmiyoruz, bu seyahati gerçekleştiremedik. Gitmek, tanışmak lazım, Rusya ile de bu konuları konuşmak lazım, sizlerle de bu konuları konuşmak lazım. Elimizden geleni yaparız.
"KAFKASLARDA VE AKDENİZ'DE BARIŞ VE HUZURUN GELMESİNİ İSTİYORUZ"
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'da KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş Gezici Büyükelçisi Hüseyin Macit Yusuf aracılığıyla toplantıya bir mesaj göndermişti. Tatar, KKTC'nin tanınması için bir tek Doğu Perinçek'in Kıbrıs davasına gönül verdiğini ve bu sürece önderlik ettiğini söylemişti. Tatar'ın mesajında şu ifadelere yer vermişti:
- Sayın Perinçek’e teşekkür ederim. Hakikaten 2004’ten beri birlikte birçok ülkenin üst düzey devlet yetkilisiyle görüşme imkânını bizlere yarattı. KKTC’nin tanınması için Türkiye’de bir tek Sayın Perinçek Kıbrıs davasına gönül vererek, dünyada tanınmasına önderlik etmektedir. Sayın Perinçek tanınma söz konusu olduğunda yaptığı tüm temaslara beni de davet etti. En son Abhazya’ya gittik. İlk gidişimizdi, son gidişimiz olmaz. Orada çok iyi bir şekilde ağırlandık. Orada yürekli insanlarla tanıştık, davamıza sahip çıktılar. KKTC'yi tanıma kolay bir karar değil. İmzaladıkları deklarasyonla tanıyacaklarını duyurdular. Gelinen süreçte KKTC, Akdeniz’de emperyalizmin dayatmalarına karşı ön cephe oluşturmaktadır. Çünkü güneyimizde bizle anlaşmak istemeyen, ABD ve AB ile iş birliği içinde olan GKRY vardır. Aynı sıkıntı Abhazya’da da mevcuttu. Kafkaslarda ve Akdeniz’de barış ve huzurun gelmesini istiyoruz. KKTC için gerekenler yapılıyor. Abhazya’yla olan iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. Yakın zamanda KKTC’de sizi ağırlayacağız. Ersin Tatar ile görüştüm, size selamlarını sundu. İlk fırsatta sizi KKTC’de görmek istediklerini söyledi. Çok teşekkür ederim.
"TÜRKİYE ABHAZYA'YI KESİNLİKLE TANIYACAK KKTC'NİN DE TANINMA SÜRECİ BAŞLAYACAK"
Perinçek, söz konusu toplantı sonrası gazetecilerin soruları üzerine "Konu yalnız Abhazya’nın çıkarıyla ilgili değil Türkiye’nin güvenliğiyle alakalıdır. Kesinlikle göreceksiniz, çok uzak bir zamanda değil, Türkiye Cumhuriyeti Abhazya Devleti'ni tanıyacak. KKTC’nin de tanınma süreci başlayacak. O bakımdan içimiz rahat, kendimize güveniyoruz." açıklamasını yapmıştı. Perinçek, şöyle konuşmuştu:
- Açık ve dürüst olarak sorunları çözebiliriz. Biz bu süreçte Rusya devletinin merkezinde yer alan Aleksandr Dugin ile 4-5 saatlik bir görüşme yaptık. Birincisi Karabağ’daki Ermenistan işgaline son verilecek, ikincisi Abhazya ve KKTC tanınacak. Üçüncüsü Kırım'ın Rusya toprağı olduğu kabul edilecek. Bu notlarla anlaştık. Bu anlaşmamız büyüdü. Azerbaycan’ın Karabağ’ı kurtarmasında da Sayın Cumhurbaşkanı söylemişti: Putin olmasaydı Karabağ’ın kurtuluşu olmazdı. Sayın Cumhurbaşkanı ve Putin’in görüşmesinden önce Dugin açıklama yaptı; dedi ki Türkiye, Kırım konusunda adım atsın, bizde KKTC için adım atmaya hazırız. Şunu çok iyi anlamamız lazım, bu bir paket program. Karadeniz ve Akdeniz arasında barış ve güvenlik açısından çok sıkı bağlar var. Amerika’nın bölgemizde yaptığı askeri yığınaklar hem Türkiye’yi hem de Rusya’yı hedef alıyor. Çinliler de bu analizleri kabul ediyor. Karadeniz'den Hürmüz Boğazı'na kadar uzanan bir cephe var. Bu cephede bütünüyle Türkiye’nin, Abhazya’nın, Rusya’nın hatta Türk devletlerinin, İran dahil bütün bu devletlerin ortak çıkarları var. Afganistan’ı da buna katmak lazım Çin'i de. Bizim şimdi bu gerçeği bilincimize çıkartmamız lazım.
- Abhazya heyetinin KKTC’ye gitmesi konusunda... Buradan Sayın Cumhurbaşkamıza sesleniyorum. Bu konuları anlattığımız zaman birtakım resmi ağızlar bana şunu söylüyor, biz Gürcistan’ın ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanıyoruz. Ben de diyorum ki, peki Gürcistan'ın Doğu Akdeniz'de kaç tane zırhlısı var? Türkiye’nin karşılaştığı tehditler ele alınırsa; Rusya ile Abhazya'yı terazinin bir kefesine koyuyoruz, öbür kefesine Gürcistan’ı koyuyoruz. Hangi kefenin ağır basacağını yanlış söyleyecek kimse olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı'nın Yunanistan’ın ABD tarafından işgal altında olduğunu söylediği bu tehditler karşısında, Türkiye kimlerle güvenliğini sağlayacak? Bu konuda geciken tavırları çok pahalı öderiz. Kıbrıs açısından da çok pahalı öderiz. Bu tehditler doğrudan doğruya sizi ve Türkiye’yi devirmeye yönelik planın parçası. Konu yalnız Abhazya’nın çıkarıyla ilgili değil Türkiye’nin güvenliğiyle alakalıdır. Kesinlikle göreceksiniz, çok uzak bir zamanda değil, Türkiye Cumhuriyeti Abhazya Devleti'ni tanıyacak. KKTC’nin de tanınma süreci başlayacak. O bakımdan içimiz rahat, kendimize güveniyoruz. Abhazya’nın Sayın Cumhurbaşkanı'na da güven duyduğumuzu buradan duyuruyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konuda dirayet göstereceğine inanıyoruz. Engeller aşılacak.