TGB'den "İkinci İsrail'e Geçit Yok" kampanyası! 2 Kasım'da Ankara'da yürüyüş düzenlenecek

Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Başkanı Kayahan Çetin, üniversite, kampüs ve yerleşkelerde "İkinci İsrail’e Geçit Yok! Acil Görev: Türkiye-Suriye Askeri İşbirliği" sloganıyla kampanya başlattıklarını duyurdu. Çetin, 2 Kasım'da Ankara’da Türkiye-Suriye iş birliği için yürüyeceklerini de söyledi.

Abone ol

Türkiye Gençlik Birliği (TGB), İkinci İsrail planının nasıl engellenebileceğine ilişkin basın açıklaması düzenledi. TGB Genel Merkezi'nde düzenlenen açıklamayı Genel Başkan Kayahan Çetin yaptı.

TGB Genel Başkanı Kayahan Çetin'in açıklaması şu şekilde:

"Değerli basın emekçileri,

Saygıdeğer Türk Milleti,

Türkiye bir ateş çemberinin içindedir. Türkiye’ye yönelik kuşatma ve tehdit vatanımızın dört bir yanında etkisini arttırırken, son yerel seçimlerden bu yana PKK bölücülüğü de doğu ve güneydoğumuzda otorite kazanmıştır.

Bölgemiz savaşların içindedir. Filistin ve Lübnan’da Hamas ve Hizbullah’ın liderliğinde İsrail soykırımına karşı direniş sürüyor. İsrail bu direnişi kıramadı, onbinlerce insanı öldürdüğü soykırımına rağmen zafer kazanamadı. Ve savaşı genişleterek kendi topraklarından uzaklaştırma derdine düştü. En büyük destekçisi ABD ise İsrail’in savaşı genişletecek adımlarına destek vermekten ürküyor, çünkü karşısında Batı Asya’nın direnen devletlerinin gücü olduğunu görüyor.

İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarından bu yana Türkiye kamuoyunda tartışılan konu şudur: Sıradaki hedef Türkiye mi? İsrail Lübnan’dan sonra Türkiye’ye mi saldıracak?

Önce bu soruya doğru cevabı vermeliyiz. Türkiye sıradaki hedef değil, 80’li yıllardan bu yana zaten hedeftir. Türkiye 40 yıldır ABD-İsrail’in bölgemizde bir İkinci İsrail kurma planıyla mücadele içindedir.

ABD ve İsrail’in ülkemize yönelik planını “İsrail ordusu gelecek Türkiye’yi işgal edecek” gibi gösterip bunu gerçekdışı bir senaryo olarak sunanlar burnumuzun dibindeki, topraklarımızın içindeki İkinci İsrail tehdidini gizliyorlar.

İkinci İsrail kurma girişiminin gizli saklı hiçbir tarafı yoktur:

Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ı parçalayarak bu topraklarda bir sözde Kürdistan özde ise Müslüman bir İsrail kurma projesi yeni değildir. Türk Milleti’nin ayrılmaz parçası Kürt halkını ABD-İsrail projesinin piyonu haline getirme girişimleri yeni değildir.

Bugün bu 40 yıllık projenin kesin olarak engellenmesi için koşullar oluşmuştur. ABD-İsrail saldırganlığının etkisini arttırdığı bu koşullarda acil görev Türkiye ve Suriye’nin askeri işbirliği yapması ve Suriye’nin kuzeyindeki ABD güdümlü bölücü ve yobaz terör örgütlerini temizlemesidir.

İkinci İsrail projesi 1991’de Körfez Savaşı’ndan sonra ABD eliyle Irak’ın kuzeyinde bir kukla devlet yapılanması kurarak en önemli ataklarından birini yaptı.

Suriye’ye dönük emperyalist savaşta Suriye’nin kuzeyinde Kürt koridoru adı altında bir ABD-İsrail koridoru kurulmaya çalışıldı. Ülkemizi yönetenler de BOP eşbaşkanlığı üzerinden bu planlara bir dönem alet oldular.

2016’dan sonra Türkiye’nin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi askeri operasyonlarda verdiği mücadele bu koridorun hedefine ulaşmaması içindi.

Bu plan aynı zamanda Türkiye’yi parçalanmaya razı ederek teslim alma ve ülkemizi bölgede yeni bir İsrail, yeni bir ABD ileri karakolu haline getirme hedefini de içermektedir.

Ergenekon-Balyoz operasyonları, 15 Temmuz darbe girişimleri hep Türkiye İkinci İsrail planına teslim olsun, direnmesin diye tertiplenmiştir. Ama başarısız olmuşlardır.

Çünkü Türkiye’de teslim alınamayan, direnen bir milli devlet, milli ordu birikimi var.

Bugün tehdit ağırlaşmaktadır: Yunanistan kıyılarında Dedeağaç’tan Girit’e kadar ABD askeri üsleri yığınak yapmıştır, namluları Türkiye’ye dönüktür. Mavi Vatanımızda ABD-İsrail-Yunanistan-GKRY ittifakı Türkiye’yi hedef alan askeri tatbikatlar düzenlemekte, Türkiye’yi Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’tan kovmanın planlarını yapmaktadır. GKRY bir İsrail üssü olmuştur. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde PKK/YPG terör örgütleri devletleşme girişimlerinde bulunmakta ve sahipleri ABD tarafından sürekli beslenmektedirler. Bunlara bir de yerel seçimlerden bu yana doğu ve güneydoğumuzda otorite kazanan PKK tehdidi eklenmektedir.

Bu savaş ve kuşatma koşullarında Türkiye için acil ve ertelenemez görev bellidir: Türkiye ve Suriye Arap Cumhuriyeti’nin askeri işbirliği yaparak Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG bölücü terör örgütlerini ve DEAŞ/HTŞ/El Kaide gibi yobaz terör örgütlerini beraber temizlemesidir.

Bu işbirliği Türkiye’nin güvenliğini sağlar, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlar, İkinci İsrail projesini tarihe gömer, İsrail’i durduracak ve caydıracak tek adımdır. Sığınmacıların vatanlarına dönüşünü sağlayacak adımdır.

Biz bölgemizde bu tarihi adımı attığımızda ABD-İsrail saldırganlığının beli kırılır ve İran, Irak, Rusya, Lübnan, Mısır, Yemen ve en başta da Filistin gibi tüm bölge devletleri bu işbirliğinin parçası olur.

Ama görüyoruz ki Türkiye’yi yönetenler ne bu tehditlerin ne de bu acil çözümlerin farkında değiller.

İktidarıyla muhalefetiyle Türkiye’yi bir çözümsüzlüğün girdabına sürüklüyorlar.

Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli yeni yasama yılıyla birlikte PKK partisine el uzattıklarını açıkladılar. PKK’yı meşrulaştırarak onu kendi normalleşme ve yeni anayasa süreçlerinin parçası haline getirme planı içindeler. Muhalefet ise zaten uzun zamandır PKK partisi ile cephe ortaklığı yapıyor.

PKK partisine sözde barış eli uzatanlar DEM Parti’nin Kandil’den, Öcalan’dan, PKK’dan farksız ve onun siyasi ayağı olduğunu bilmiyorlar mı? Gayet iyi biliyorlar.

Bugün Türkiye’de iki plan çarpışmaktadır. Biri AK Parti, CHP, MHP, PKK el ele “normalleşme” tezgahlarıyla Türkiye’nin önüne yeniden İkinci İsrail planını getirmektir. Diğeri de Türkiye-Suriye askeri işbirliğiyle bölücü terörün ve ABD planlarının kökünü kazımaktır.

İktidarıyla muhalefetiyle gaflet içinde olanları uyarıyoruz: Türkiye’yi parçalayacak, Türkiye’yi parçalanmaya razı edecek hiçbir güç yoktur. Bunu Türkiye’ye dayatmaya kalkanların sonu da İkinci İsrail planıyla beraber bozguna uğramak olur.

PKK’nın siyasi kolu DEM Parti kapatılacak. Hükümet ve AYM ne kadar ayak direrse diresin teröre özgürlük tanınamaz ve tanınmayacak. Türkiye’nin güvenliğini ve vatan bütünlüğünü sağlayacağımız koşullarda PKK partisinin yaşam şansı yoktur.

Üniversitelerimizde, kampüslerde, yerleşkelerde “İkinci İsrail’e Geçit Yok! Acil Görev: Türkiye-Suriye Askeri İşbirliği” sloganıyla kampanyamıza başlıyoruz. ABD-İsrail saldırganlığına karşı Türkiye’yi savunmak için, İkinci İsrail planına geçit vermemek için, PKK’yı meşrulaştırma planlarını çöpe atmak için, PKK/DEM Parti’yi kapatmak için, hayati görev Türkiye-Suriye askeri işbirliğinin hayata geçmesi için tüm Türk gençliğini TGB’li olmaya ve bu kampanyada görev almaya çağırıyoruz.

Türkiye’yi yönetenlere sesleniyoruz.

Sesimizi 2 Kasım Cumartesi günü de başkentimiz Ankara’dan duyuracağız. Türkiye-Suriye askeri işbirliği için yürüyeceğiz, İkinci İsrail’e geçit yok diyeceğiz.

Tüm vatandaşlarımızı bu önemli yürüyüşe katılmaya davet ediyoruz. Saygılarımla."

Türkiye ile Arnavutluk arasında 4 iş birliği anlaşması imzalandı Gündem Türkiye'ye İran'dan 2 milyon Afgan mı gelecek? Gündem Köfteci Yusuf'tan "domuz eti" açıklaması! Gündem Türkiye, 966 kişiyi Lübnan'dan tahliye ediyor Gündem