Koray Sarısaçlı Kaçırılması Davasında Son Durum Ne? İşte Alparslan Kuytul'un Yargılandığı Davanın Ayrıntıları
24 Kasım'da görülecek duruşma öncesi Aydınlık Gazetesi Muhabiri Kaan Arslan, Furkan cemaati hakkında önemli bilgiler paylaştı. Arslan, 13 kişinin yargılandığı davanın iddianemesinde "suç örgütü" tanımı olduğunu belirtti.
Furkancılar olarak bilinen grubun suç faaliyetleri hakkında Aydınlık Gazetesi Muhabiri Kaan Arslan, Yeşim Eryılmaz'ın sunduğu Gün Ortası programında önemli açıklamalar yaptı. Arslan, 2 gün sonra duruşması görülecek davanın ayrıntılarını aktardı. Koray Sarısaçlı'nın kaçırılması olayını aktaran Arslan şunları ifade etti:
- Koray Sarısaçlı 8 Eylül 2021'de kaçırıldı. 13 gün rehin tutuldu. 13 gün sonra serbest bırakıldı ve emniyete giderek hemen ifade verdi. Dedi ki 'Beni kaçıranlar Furkancı. Ben de kendilerinden şikayetçi oluyorum. Bana işkence ettiler, iş yerimden çıkarıp beni kaçırdılar. Alı koydular, tehdit ettiler. En sonunda şantaj ve baskı yaparak elimdeki malları aldılar...' Bunların o zamanki değeri 70 milyon liraya tekabül ediyor. Savcılık işi araştırmaya başladı. Davanın açılması süreciyle birlikte 13 sanık bu davada yargılanmaya başlandı. Savcının hazırladığı iddianamede de Furkancılar hakkında bir "suç örgütü" tanımı yapıldı. Davanın 1 numaralı sanığı ve Furkancıların lideri Alparslan Kuytul da "suç örgütü lideri" olarak tanımlandı.
Arslan, Koray Sarısaçlı'nın kaçırılma olayının alenen yapıldığını belirtti. Kaçırılma sırasında Koray Sarısaçlı'nın arabaya alındığı ve camiye götürüldüğünü belirtti. Kaçıranların 4 kişi olduğunu belirten Arslan, olayın kamera kayıtlarına yansıdığını belirtti.
Arslan, davanın 3. duruşmasına katıldığını belirterek, "Furkancılar 'böyle bir olay yok' diyorlar. Her şey ortada zaten, dava dosyasında yazıyor" ifadelerini kullandı. Arslan, kaçırılma olayında kullanılan arabanın içinde Koray Sarısaçlı'nın kan izleri olduğunu belirtti. Furkancıların buna "kan lekesi değil" dediğini aktaran Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
- Adana'daki adli tıp incelemesi sonrası rapor çıtkı. Adli tıp lekelerdeki DNA örneğiyle Koray Saçlı'nın DNA örneği tuttuğunu belirtiyor. İkincisi kaçırma sırasındaki kullanılan bu aracın plakası yok. Olay yeri inceleme, kaçırma olayından sonra arabada parmak izi incelemesi yapıyor, plakanın çıkarılması sırasındaki parmak izlerine ulaşıyor.
Koray Sarısaçlı ve Furkancılar arasındaki ilişkiyi aktaran Arslan şu ifadeleri kullandı:
- Koray Sarısaçlı daha önce bu cemaate üye olmuş ve çeşitli sebeplerle Alparslan Kuytul ve Furkancılarla zıt fikirlere düşmüş, muhalif olmuş, eleştirileri de kabul görmeyince ayrılmış birisi. Eski bir Furkan cemaati yöneticisi. Fakat ayrıldıktan sonra anlıyoruz ki Furkancıların kendisine olan öfkesi geçmemiş. Böyle bir yönteme başvuruyorlar. Koray Bey'i kaçırıyorlar. Koray Bey'i kaçırma olayındaki kullanılan arabadaki parmak izlerinde ortaya çıkıyor ki bu olayda gerçekten Furkancılar var.
Arslan, Furkancıların bu olaya "kumpas" demesini değerlendirdi. Arslan, "Evet kumpas diyorlar. Ama kamera kayıtları var. Ayrıca Koray Bey'in bahsettiği 'benim mallarıma el koydular' dediği olayın da iki önemli belgesi var. Birincisi zorla devraldıkları internetten satışa çıkartıyorlar Furkancılar. Organize bir iş var. Öyle alelade bir iş değil. İkinci olarak da bu adreslere gidilsin, bizim elimizde videolar da var, nöbet bekliyorlar Furkancılar. Bunların hepsini ileride yayınlayacağız" ifadelerini kullandı.
Arslan, Furkancıların "böyle bir olay yok" dediği olayın gerçek olduğunu ifade etti. Arslan, kaçırma olayından önce yaşananları şu şekilde aktardı:
- Kaçırma olayından önce de Whatsapp'tan tehdit mesajları gönderiyorlar. İkincisi arabayla yolunu kesiyorlar, tehdit ediyorlar. Üçüncüsü Koray Bey'in ortağı Bülent Bey'i de tehdit ediyorlar 'sen de mallarını bize devredeceksin' diye.
Arslan, Furkancıların başka suç teşkil eden eylemlerinin de olduğunu aktardı. Arslan, "çok sayıda aile aslında şu anda susuyor. Biz onlara sesleniyoruz 'susmayın çıkın anlatın'. Furkan cemaatinin içinde yer almış pek çok aile şu an konuşmuyor. Koray Sarısaçlı cesur olduğu için biz bunları biliyoruz. Gidip anlatıyor, korkmuyor. Yargıda bunların hesap vermesini istiyor. Birçok aile var böyle, birçok insan var. Furkan Vakfı yöneticileri... Cemaat içindeki kaynaklarımızdan aldığımız bilgiye göre böyle çok insan var" ifadelerini kullandı.
Arslan, Güler ailesinin Koray Sarısaçlı olayından sonra susmadıklarını ve yaşadıklarını anlattıklarını belirtti. Arslan, ailenin sosyal medyadan her gün Furkan Cemaati içinde yaşadıklarını anlattıklarını belirtti. Arslan, "biz bu yaşananlardan anlıyoruz ki cemaat içinde muhalifler var. Bunlar cemaat içi yargılamalarla çeşitli cezalar uyguluyorlar. Ya tasfiye ediyorlar ya susturuyorlar. Susmak istemeyen aileler bu şekilde kendilerini ifade etmek istiyorlar. Çünkü başkaları yanmasın istiyorlar. Biz burada Furkancıların nasıl bir yapı olduğunu görüyoruz. Dini faaliyetler değil, suç faaliyeti" ifadelerini kullandı.
Arslan, Kaynak Yayınları'ndan basılan Diyanet'in Tarikatlar Raporu kitabında Furkancılar hakkında bilgi olduğunu belirtti. Arslan, Furkancıların raporda "FETÖ'yü savunuyorlar" ifadesinin geçtiğini söyledi. Arslan, Alparslan Kuytul'un konuşmalarında KHK'lılara sahip çıktığını, devletin terörle mücadelesine karşı duran açıklamalarını hatırlattı. Arslan, "Furkancılar kimdir" sorusunda şu ifadelerle yanıt verdi:
- Bunlar 1990'ların başında Furkan Vakfı adı altında Adana merkezli vakıf faaliyeti olan, dini cemaat faaliyeti yürüttüklerini söyleyen bir yapı. Ancak zaman zaman hem devlete karşı yaptıkları eylemlerle, polisle Adana'da çatışmalarından, gerek Süleyman Soylu içişleri bakanı olduğu zaman onunla kavgalarından, gerek Aydınlık, Vatan Partisi, Doğu Perinçek ile kavgalarından, aslında biz buradan nasıl bir kimlikte olduklarını buradan anlayabiliyoruz. Türkiye'nin milli meselelerinde hep Türkiye'nin karşısında olan bir yapı olarak görüyoruz.
Arslan, açıklamasına şu ifadelerle devam etti:
- Furkancıların FETÖ'yü savunduğunu ve Türkiye'nin milli meselelerinde karşı tavır aldığını biliyoruz. KHK'lılara açıktan destek veriyor. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Meclis'te tutuklandığında ona destek vermişlerdi. Pek çok suç faaliyeti yürüttüklerini söyledik. Devletin resmi raporlarında da "sakıncalı" notu düşülmüş. Mali olarak, finansal olarak gelirleri tam belli olmayan bir cemaat. Vakıf üzerinden bağış toplanarak bir takım gelirler elde ediliyor. Ama bu gelirlerin resmi olmayan bir yönü de var. 2020 yılında Adana'da düzenlenen bir operasyonda 39 ton kaçak et yakalanmıştı. Bunlar sonra Savcılığın soruşturmasında ortaya çıktı ki Furkancılara ait. Sadece bir operasyonda 39 tonluk kaçak et yakalanıyor. Böyle faaliyetleri de var.
Arslan, Alparslan Kuytul ve Furkancıların sık sık Vatan Partisi ve Doğu Perinçek'i hedef almasını şu sözlerle değerlendirdi:
- Alparslan Kuytul sürekli mağdur edebiyatı yapıyor. Sürekli sinirli. Kendisine karşı ve Furkancılara karşı bir anlatı, yayın, yazı olduğu zaman hemen 'kumpas' diye nitelendiriyor. O 'kumpasa' dahil olanları birden kendi hedefine oturtuyor. Biz savcılığın suç örgütü olarak nitelediği bu yapıyı anlattığımız zaman biz de 'kumpasçı' oluyoruz. Hatta mahkemenin bile istihbaratçılarla işbirliği yaptığını öne sürüyor. Böyle bir yanı var. Ama en önemlisi Doğu Perinçek de, Vatan Partisi de, Aydınlık Gazetesi de, Ulusal Kanal da Türkiye'nin milli menfaatlerinden yana oldukları için düşman olarak belliyorlar. Asıl sebep siyaseten bu şekilde.
Arslan, Furkan Vakfı'nın kapatma davasındaki son duruma ilişkin bilgi verdi. Arslan, Furkan Vakfı'na birkaç sene önce kayyum atandığını, o davada da benzer ifadeler olduğunu, içindeki suç şebekesinin anlatıldığı ve mali gelirlerinin yasadışı olduğunu aktardı. Davanın sürdüğünü aktaran Arslan, "Vakıfı kaybetmiş durumdalar. Sadece bir dergileri var onu sürdürmeye çalışıyorlar. Vakfın kapatılacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.