İzmir'de ABD askerine çuval geçirdikleri için gözaltında tutulan 15 TGB'li için basın açıklaması
Vatan Partisi İzmir İl Başkanı Serhan Bolluk ve Türkiye Gençlik Birliği Genel Sekreteri Aylin Kum, İzmir Konak Cumhuriyet Meydanı’nda ABD askerine çuval geçirdikleri için gözaltında tutulan 15 TGB'li için basın açıklaması yaptı.
Vatan Partisi İzmir İl Başkanı Serhan Bolluk ve Türkiye Gençlik Birliği Genel Sekreteri Aylin Kum, İzmir Konak Cumhuriyet Meydanı’nda ABD askerine çuval geçirdikleri için gözaltında tutulan 15 TGB'li için basın açıklaması yaptı.
Serhan Bolluk, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Basınımızın değerli mensupları, değerli İzmirliler, değerli arkadaşlar. Hepinize Vatan Partisi İzmirli Başkanları'ndan, Vatan Partisi'nden saygılar, sevgiler. Bana sordular, bu gençlerimizin, bu aslanlarımızın eyleminin adı ne?
İki kelime, iki kelimelik bir adı var. Vatan savunması. Vatan savunması. O aslanlar vatanı savunuyorlar. Bakın o gemi, o uçak gemisi niye burada?
Niye İzmir'de?
Haberlerde hep işte İsrail'e destek, işte Filistin'e karşı İsrail'e destek. Doğru. Böyle bir fonksiyonu var. Ama daha önemlisi, çok daha önemlisi, o gemi, o armada, o Doğu Akdeniz'e yığdıkları, o koskoca donanma, en başta ülkemize bir tehdit. En başta. Bakın etrafımıza. O üsleri göreceksiniz, o Amerikan üslerini. Çembere almışlar bizi. Güzel Türkiye'mizi çembere almışlar. Neden?
Yetmedi şimdi bir de donanma yolladılar. Neymiş efendim?
Yok İsrail'e destek yok o bu. Hayır. Her şeyden önce ülkemizi tehdit ediyor. O gemi, o oradaki gemi. Onu bilmemiz lazım. Bakın o kafasına çuval geçiren asker ifadesinde diyor ki biz savaşmaya gelmedik. Nereden çıktı?
Ha bir de savaşmaya gelseydiniz. Gelin de görün. Gelin de görün. Bir dahaki sefere savaşmaya mı geleceksiniz?
Gelin de görün. Gelin bakalım. Neler oluyormuş?
Sizin donanmalarınızdan, uçak gemilerinizden mi korkacağız?
Bak korkmadığımızı dün gösterdik. Kafanıza çuvalı geçirdik. Bir daha gelmeyin buraya. Bir daha gelmeyin. Defolun gidin ve bir daha gelmeyin. Gençlerimizi gözaltına aldılar. 15 gencimizi, 15 aslanımızı. Öncü gençliğimizi, TGB'lileri gözaltına aldılar. Neden?
Vatanını savunmak suç mu?
Anayasada, kanunlarda vatanı savunmak diye bir suç var mı?
Neden gözaltına alıyorsunuz?
Buradan hükümete de bir çift lafımız var. Nasıl izin verirsiniz o geminin İzmir Limanı'na demirlemesini?
Görmüyor musunuz?
Tehditin nereden geldiğini, bizi kimin tehdit ettiğini görmüyor musunuz?
Hala dostluk, müttefiklik, yok denge politikaları, bunları mı güleceksiniz?
Tehdidi görmek, tehdidi tanınmamak, silahtan da her şeyden daha önemli. En başta zihinler açık olacak. Tehdit tanımı net olacak. Bu tehdit tanımı doğru yapılacak. Bakın dün gençlerimizin yaptığı gibi. Gençlerimiz görüyor. Vatan Partisi görüyor. Ve anlatıyor, anlatacak. Anlatacağız. Bütün Türkiye'ye anlatacağız. Tehdidin nereden geldiğini, o uçak gemisinin neden geldiğini, daha sonra niye geleceğini, o donanmanın Doğu Akdeniz'e neden yığıldığını anlatacağız, anlatmaya devam edeceğiz. Binişler açılacak. Ama görüyoruz, bakın millet gençlerimizin arkasında. Gelen telefonların, tepik telefonlarının vatan sağ olsun, yaşasın o gençler, yaşasın o aslanlar diyenlerin adı hesabı yok. Saymayacağım burada. Millet gençlerimizin arkasında. Çünkü milletimiz biliyor. Tehdidin nereden geldiğini milletimizin ezici çoğunluğu biliyor. Bunun farkındayız. Bu tabii çok önemli. Yani milletimizdeki bu bilinç açıklığı çok önemli. Ve Vatan Partisi. Vatan Partisi olduğu sürece o gemiler, o Amerikan gemileri Türkiye'ye hiçbir şey yapamaz, rahat olalım. Hiçbir şey yapamazlar. Bundan da emin olun. Amerikan büyükelçisi tweetler atıyor. Teşekkür ediyor Türk adaletine. Sen kimsin?
Sen kimsin?
Sen ne karışırsın Türk adaletine?
Türk yargıçları sana mı soracak?
Ne karar vereceğini?
Sana mı soracak?
Otur oturduğun yerde. Her işe burnunu sokma. Büyükelçiysem büyükelçiliğini yap. Ticareti canlandır vesaire vesaire. Onun ötesine karışma. Hele Türk yargısına hiç karışma. Sakın. Yola gelecekler hiç merak etmeyin. Yola gelecekler. Türkiye başta Vatan Partisi onları yola getirecektir. Bunu hep beraber göreceğiz. Öyle ya da böyle. Öyle ya da böyle. Hodri Meydan. Gelin bakalım. Hele bir de savaşmaya gelin. Hani o askerinizin söylediği gibi. Hele bir de savaşmaya gelin. Gelin de boynunuzun ölçüsünü alın.
-Çuvalı geçirdik denize de dökeriz. Çuvalı geçirdik denize de dökeriz.
-Çuvalı geçirdik denize de dökeriz. E döktük zaten. Döktük. Yine dökeriz. Yine dökeriz. Yine dökeriz. O altıncı planın bari yenilendi.
Unuttuk mu?
Unuttunuz mu?
Döktük denize. Üzerimize saldığınız paryaları döktük denize. Yine dökeriz. Altıncı. Emperyalistler, işbirlikçiler, 6. filoyu unutmayız! Emperyalistler, işbirlikçiler, 6.filoyu unutmayız! 200 yıldır, dile kolay, 200 yıldır emperyalizmle savaşıyoruz. Dünkü gençlerimiz, dün o eylemi yapan gençlerimiz, Jön Türklerin evladı. Bunların atası Jön Türkler. O geleneği miras alıyorlar. Jön Türkleri, Mustafa Kemalleri miras alıyorlar. Onların yolundan gidiyorlar. O kadar büyük bir birikim ki kimse başa çıkamaz o birikimle. Bunu bütün dünya bilsin. Buradan dostane sesleniyoruz aslında. Sakın denemeye kalkmayın. Sakın denemeye kalkmayın. Tehditsiniz, farkındayız. Ama sakın o tehdidi saldırıya, şuna buna çevirmeye kalkmayın. Çok kötü boynunuzun ölçüsünü alırsınız. Mahvolursunuz, mahvolup perişan olursunuz. O 15 gencimizin derhal salınması lazım. Bilinçlerin açıldığını o zaman görürüz. Tehdidin nereden geldiğini anladığınızı o zaman görürüz. Derhal salıverin on beş gencimizi. Boşu boşuna göz altında tutuyorsunuz. Gereksiz yere, boş yere, yanlış politikalarınız uğruna. Yok denge, yok o, yok bu. Orayla denge, orayla denge. Müttefikmiş, dostmuş. Ne müttefiki ne dostu. İşte tehdit orada. Hemen dibimizde. Geldi İzmir'e demirledi. Değerli arkadaşlar gençlerimizin derhal koğuşturmasız salıverilmesini istiyoruz. Onlar vatan savunması yaptılar, vatan savunması diye bir suç yok. Tersine vatan savunması görevmiş. Her Türk yurttaşının görevinde bir vatan savunması. Sadece onun eşlerimizin değil. Onlar önce onlar önce adı üstünde, önce gençlikte. Onlar önce. Ve arkalarında bütün bir millet var, bütün bir millet gelecek onların arkasından. Onun için milleti karşınıza almayın. Derhal milletin öncüsünü serbest bırakın. Çok teşekkürler değerli arkadaşlar."
Aylin Kum, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Değerli Basın Mensupları,
Dün Türkiye Gençlik Birliği olarak, dün Vatan Partisi Öncü Gençlik olarak katil, dünyanın en büyük teröristi, Türkiye düşmanı Amerikan askerinin başına çuvalı geçirdik. Aslında aslında bu çuval sadece bir Amerikan askerinin başına geçirilmiş bir çuval değildir. Bu çuval şu an Alsancak Limanı'nda, İzmir Limanı'nda olan Amerika'nın en büyük savaş donanmasına da geçirilmiştir.
Amerika'nın Türkiye ve bölgedeki hain emellerinin de başına geçirilmiştir. Aslında bu çuval emperyalizmin başına geçirilmiş bir çuvaldır. Bu meseleyi böyle yorumlamamız gerekmektedir.
Bugün neyi görüyoruz? Sadece bugün de değil. Dün Türkiye'nin aslında yakın dönem tarihine baktığımız zaman Amerika'nın bu topraklarda hüküm sürmeye çalıştığını görüyoruz. Amerika Türkiye'yi bölmeye çalışıyor.
Bugün en yakın nereden görüyoruz bunu? Bizi tüm sınırlarımızdan çevrelemiş durumda Amerika. İçimize, çevremize o üstlerini dikmiş durumda. Suriye'nin kuzeyinden, Doğu Akdeniz'den, Mavi Vatan sınırımızı, Mavi Vatanımızı tehdit ediyor. Karadeniz'den, Kafkaslar'dan Türkiye'yi tehdit ediyor.
Peki biz Türk gençliği olarak, Türk milleti olarak bu tehditlere ne yanıt vermeliydim? Vermemiz gereken yanıt eğer siz limana Türkiye'yi tehdit eden gemilerinizi çekerseniz, eğer siz o kanlı postalları Türk topraklarına, İzmir'e, Alsancak’a sürmeye çalışırsanız o zaman Türk gençliği de gelir, arkasında Türk milletinin desteğiyle sizin başınıza çuvalı geçirir dedik ve bunu yaptık.
Şimdi bakın dünden beri olanları izleyelim. Türk gençliğinin yaptığı bu eylem, Türk milletinin yaptığı bu eylem bir umut oldu. Dünya ve Türkiye şu an TGB'nin ve Öncü Gençlik’in yaptığı çuval eylemini konuşuyor. Dost da konuşuyor, düşman da konuşuyor.
Ve biz burada şunu görüyoruz. Türk milleti Amerika'nın Türkiye'deki emperyalist planlarına geçit vermeyecek. Dün bu eylemi yaptığımızdan beri bizi arayan, teyzemiz gibi alınlarımızdan öpen, yanaklarımızdan sıkan bir sürü destek mesajları aldık.
Sadece Türkiye'de de değil, dünyada bu mücadeleleri veren anti-emperyalist gençlik teşkilatlarından destek mesajları aldık. Bunların yanında bir de düşmanın cılız sesini duydu. Kimdi o cılız ses? Ferhat Uncu gibi Türkiye'nin bölünme planlarına hizmet eden PKK yandaşı bir işim. Kim de onlar İzmir Valiliği’nin açıklaması üzerine teşekkür ediyoruz sizlere diye tebrikler yağdıran Amerikan Büyükelçiliği'ydi.
Türkiye'nin Amerika'dan takdir, teşekkür almaya kesinlikle ihtiyacı yoktur.
15 arkadaşımızı aralarında TGP Genel Başkanımız Kayaan Çetin, Öncü Gençlik Genel Başkanı Samet Kunt'un da bulunduğu 15 arkadaşımızı gözaltına alan Türk devleti, Türk yetkilileri dönüp bir kendilerine biz nasıl bir iş yaptık da Amerika bize teşekkür ediyor, destek sunuyor demelidirler. Aksine bırakın gözaltını gurur duymalılar bizde Türk milletinde olduğu gibi.
Türk milleti nasıl ki bu çuval eylemiyle gurur duyuyorsa artık bu Türk milletinin ortak bir onuru olduysa Türk devleti bırakın vatanını Türkiye'yi savunanları gözaltına almayı baş tacında tutmalıdırlar. Çünkü bu Türk milletinin baş tacı olduğu gerçeğidir aslında.
Türkiye Gençlik Birliği olarak buradan şunu söylemek istiyoruz: Eğer ki, ki bu eğer ki değil, Amerika'nın planlarını biliyoruz, Türkiye'yi bölme çabalarınızdan vazgeçmezseniz, Türkiye'yi hem Türkiye'nin içindeki FETÖ, PKK kalıntılarıyla tehdit etmeye, hem Türkiye'yi silahla bölmeye, siyasi, askeri, diplomatik, ekonomik her yönden bölme çabanıza karşı her zaman Türk gençliğini, Türk milletini karşınızda bulacaksınız.
Buradan tekrardan bunu ifade etmek istiyoruz. Gözaltında olan 15 arkadaşımızı serbest bırakın. Türkiye'yi savunmak gözaltına alınamaz. Türkiye'yi savunma özgürlüğü yok edilemez. Biz vatanımızı bölmeye çalışan, Mehmetçiğimize kurşun sıkan, üniversitelerde, liselerde sıra arkadaşlarımızın katili olmuş, Amerika'nın haddini her yerde bildirdik, yine bildiririz.
Bu nedenle 15 gözaltındaki arkadaşımız şu an adliyeye sevk edildiler. Derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz. Bu şu anda Türkiye'nin en büyük zorunluluğudur. Bizler Türk gençliği olarak vatanımızı savunmaya Türkiye'nin birliğinden, bütünlüğünden bir adım bile geri atmayacağımıza söz veriyoruz.
Sizlerin hepinizi Türk milletini, İzmirlileri bu duygularımla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum."