Etki ajanlığı nedir? Ne değildir? Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan Ulusal Kanal'a anlattı
Etki ajanlığı, yani konumunu kullanarak kamuoyununun düşüncelerini etkileyen kişi veya kişiler... Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan, son dönemde gündemde yer alan "Etki Ajanlığı"nı Ulusal Kanal'a anlattı.
Yabancı kurum ve kuruluşlardan fonlanarak Türkiye'de kamuoyunun düşüncelerini etkilemeye çalışan kişi veya kişiler ya da yargı paketinde yer alan ismiyle "Etki ajanları"...
Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan "Etki ajanlığı ne demektir? Etki ajanı kime denir? Bu ajanların amaçları nelerdir?" sorularını yanıtladı. Esat Arslan etki ajanları marifetiyle toplumsal olayların nasıl körüklenebileceğini anlattı.
Arslan, "Belirli şekilde özellikle açık kaynaklara baktığını ifade ederek toplumun belirli kesimlerini belirli yerlere, etkileyici bi takım yayınlar yaptığını biliyoruz. Bir takım toplumun içerisinde çamur at da izi kalsın denilen tarzda yapılan olgularla toplumu farklı yerlere, toplumsal olayları körükleyici bir olgu olarak da kabul edilebilir." dedi.
Emekli general Arslan, "Etki ajanlığı" tanımı yerine Türkçemizde yer alan "çaşıt" ve "çaşur" kelimelerinin kullanılması gerektiğini belirtti.
9. Yargı Paketi'nde yer alan düzenlemeye göre "etki ajanları" hapis cezası ile cezalandırılabilecek. Arslan, taslaktaki "yabancılar" kelimesine dikkat çekti.
Esat Arslan, "Ben inceleme fırsatı buldum. Yeterli. Mesela birinci maddesindeki "Türkiye'de bulunan yabancılar" diyerek adeta sığınmacıları zımnen de olsa ortaya koymuş. Tabii ki Türkiye'de bulunan yabancılar derken özellikle misyonik teşkilat içerisinde bulunan, misyonik görevlerde bulunan yani Büyükelçilik ve konsolosluklarda bulunan... Bunları özellikle bu konuda da Almanlar, Fransızlardan sonra "büyük karıştıran" rolündedir. Yani o toplumu karıştırarak bir takım kendi büyük makro hedeflerinin gerçekleştirilmesini isterler." dedi.
Prof. Dr. Esat Arslan, düzenlemeyi "muhalefeti, medyayı susturmak" olarak yorumlanmasına da karşı çıktı. Arslan, "Hiç kimse endişe etmesin. Bunlar belirli kesimleri unutturmak, olguları bıraktırmak açısından olacağını ben düşünmüyorum. Millilik parametresi içersinde değerlendirildikten sonra herkes doğru yolu bulacağı kanaatindeyim." dedi.