Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenlerle ilgili açıklama: "Disiplinsizlik yapan teğmenlerin yarın neler yapabileceklerini kim bilebilir?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı teğmenlerin disipline sevkine ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan, "Komutanlarının açık talimatlarına rağmen disiplinsizlik yapan teğmenlerin yarın neler yapabileceklerini kim bilebilir?" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı teğmenler hakkında başlatılan disiplin soruşturması hakkında da önemli ifadeler kullandı.
Birincilere diploma vermesinin değerlendirmesinin yapıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birinci olmuş, huzurumuza getirilmiş, yapmam gereken nedir? Onların diplomalarını vermektir ama bunların disiplinsizlikle ilgili herhangi bir yanlışı varsa o da yine özellikle Harp Okullarının Yüksek Disiplin Kurulunun huzurumuza getirdiği bir neticedir. Biliyorsunuz, bunlar daha birkaç ay önce sosyal medyada bize hakaret ettiği için yargılanıp cezaevine konulan birisi konusunda da utanç verici bir yaygara kopardılar. Bu küfürbazı getirip protokole oturtacak kadar şuurlarını kaybettiler. Sonra bu kişi oklarını kendilerine çevirince apar topar, 'Bilmiyorduk, haberimiz yoktu' yollu açıklamalarla tornistan ettiler. Millete ve milletin inanç değerlerine hakaret eden kim varsa en büyük destekçisi, hamisi, koruyucusu bilin ki CHP'dir. Disiplinsizlik suçlamasıyla disiplin kuruluna sevk edilen teğmenlerle ilgili de önünü arkasını düşünmeden bodoslama bir tavır içine girdiler. Halbuki disiplin elbette her yerde lazımdır. Ama söz konusu Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunda hayati öneme sahiptir. Daha dün denecek kadar yakın bir zamanda komutanlarından değil, Pensilvanya'dan emir alan asker elbisesi giymiş militanların ülkeyi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğini hep birlikte yaşayıp gördük. Komutanlarının açık talimatlarına rağmen disiplinsizlik yapan teğmenlerin yarın neler yapabileceklerini kim bilebilir?" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 1960 darbesini, 1971 muhtırasını, 1980 darbesinin zulmünü, 1997 postmodern muhtırasının ayıbını gördüğünü vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz'da milletin sinesine çarpıp yenilmeselerdi, darbecilerin ülkeyi nasıl bir iç savaş iklimine sürükleyeceklerini bilmeyen var mı? Tüm bu hakikatler gün gibi ortada dururken kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir? Allah aşkına bu nasıl bir şuursuzluktur? CHP'nin tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de orduya siyaset bulaştırma, orduyu kışkırtma geleneğinden kurtulamadığı anlaşılıyor. Burada şunu çok net ifade etmek isterim; milletimizin göz bebeği olan ordumuzun yıpratılmasına da siyasi emeller uğruna provoke edilmesine de eyvallah demeyiz. Bu ordu bir zümrenin, bir partinin değil, milletin ordusudur. Türk Silahlı Kuvvetleri, Peygamber Ocağı'dır. Milletimizin gurur kaynağıdır. Bu ordu yüzyıllardır, 'Allah Allah' nidalarıyla cenk meydanlarını coşturan, 'ölürsem şehit, kalırsam gazi' şuuruyla şehadete koşan serdengeçtilerin, yiğitlerin, ölümü öldüren kahramanların ordusudur."
Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı'nın, "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi/Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi/Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın/Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam'ın" dizelerini okuyarak, "Tıpkı Yahya Kemal merhumun ifadesiyle, bu ordu 3 kıta 7 iklimde İslam'ın bayraktarlığını yapan şanlı bir ordudur. Kimse bu orduyu sağa sola çekmesin. Yahya Kemal'in ifadesinde yer aldığı gibi ordumuzun konumunu gayet iyi biliyoruz. CHP zihniyeti onca çabasına rağmen ordumuzun ruh kökünü koparmaya muvaffak olamamıştır. Allah'ın izniyle bundan sonra da muvaffak olamayacaktır." diye konuştu.
"TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN GIPTAYLA TAKİP EDİLEN BAŞARILARINA İSTİSMARCILARIN GÖLGE DÜŞÜRMESİNE MÜSAADE ETMEYİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, "Kahraman ordumuz vesayet heveslilerinden ve FETÖ'cü hainlerden temizlendikçe vatan savunması görevini çok daha etkin, çok daha başarılı bir şekilde yerine getirmeye başlamıştır. Artık ülkenin içiyle uğraşmak yerine sınırlarımız ötesinde terör örgütlerine nefes aldırmayan bir orduya sahibiz. Kimse kusura bakmasın karası, denizi ve havasıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin gıptayla takip edilen başarılarına, bölücü terör örgütünün uzantılarıyla yan yana yürümekten gocunmayan istismarcıların gölge düşürmesine müsaade etmeyiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hem üç beş oy için, affınıza sığınarak söylüyorum, 'Mustafa Kemal'in itleri' hakaretini sineye çekeceksiniz, hem Meclis kürsüsünden bölücü örgüt yandaşlarından ayar üstüne ayar yerken gıkınızı çıkarmayacaksınız hem 14-28 Mayıs seçimleri sürecinde Kandil'den, Pensilvanya'dan gelen destek beyanlarına bir çift laf etmeyeceksiniz hem de bugün karşımıza çıkıp utanmadan bize Gazi Mustafa Kemal'den, Cumhuriyet'ten, vatan, millet ve Mehmetçik sevgisinden bahsedeceksiniz. Siz gidin, önce kendi kara sicilinizle bir yüzleşin. Siz gidin, bu zamana kadar karşısında dut yemiş bülbüle döndüğünüz hakaretlere niçin ses etmediğinizin hesabını verin. Siz gidin, Türkiye'ye 'işgalci' diyenlere, Türk Silahlı Kuvvetlerine 'kimyasal silah kullandı' iftirası atanlara niçin destek olduğunuzu açıklayın. DEM'li belediyeler arasında mekik dokurken, siz ne hakla bizi cumhuriyet üzerinden eleştiriyorsunuz. Böyle bir konuda bize laf söylemek sizin haddinize mi? Bizim de milletimizin de sizin iki yüzlü, omurgasız siyasetine karnı tok."
"Ordumuza, başta Balkan Harbi olmak üzere yakın tarihimizde çok ağır bedeller ödeten siyaset virüsünün bulaştırılmasına izin vermeyeceğiz." diyen Erdoğan, İttihatçılar ile İtilafçılar arasındaki çekişme sebebiyle ülkenin tarihinin en büyük toprak kayıplarını yaşadığını hatırlattı.
Siyaset virüsünün bir orduyu içten içe nasıl çökerttiğini, zayıflattığını Balkan Savaşlarında çok acı bir şekilde tecrübe edildiğini söyleyen Erdoğan, Rıza Tevfik'in "O nazlı vatan bizim, biz benimsemedik el aldı gitti" diyerek ağıt yaktığı Rumeli'nin sadece bir haftada kaybedildiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhuriyet tarihimiz boyunca da neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan vesayet teşebbüslerinde ordumuzun nasıl bir girdaba sürüklendiğini, milletimizle nasıl karşı karşıya getirildiğini yakinen gördük. CHP'nin sorumsuz yöneticilerinin ordumuzu nizamsızlık, intizamsızlık, disiplinsizlik tehditleriyle karşı karşıya bırakmasına göz yummayacağız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak darbecilere ve şakşakçılarına rağmen, demokrasiyi, hukuku, adaleti, kalkınmayı, sivil siyaseti ve milletimizin haklarını savunmayı gerekirse canımız pahasına sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.