Adana Depremi sonrası gözler gayrimenkul fırsatçılarına döndü!

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere gayrimenkul şirketleri üzerinden halkın hem parasına hem de canına göz diken al-satçı olarak tanımlanan fırsatçılar kimlerdir? Al-sat iş tanımı ile nasıl insanları dolandırıyorlar? Depreme dayanıklı olmayan binaları nasıl fahiş fiyatlara satıyorlar? Tüm detaylar  https://www.ulusal.com.tr/ okuyucularına özel sizlerle..

EMLAK SEKTÖRÜNÜN VE HALKIN KATİLİ AL-SATÇILAR

Halk arasında al-satçı olarak kendilerini tanımlayan şahıslar kentsel dönüşüm bölgesinde olan veya kat irtifakı (iskansız) olarak geçen 30 yıl ve üstü daireleri alarak fahiş fiyatlarla piyasa satan kişiler olarak bilinmektedir. Çok uygun yıkılmaya yüz tutmuş daireleri makyaj ismi verilen tadilatlar sonrası 4-5 katı kar oranlarıyla satmaktadır. Al-satçılar herhangi bir vergi ve denetime de tabi değiller.

ADANA DEPREMİNDEN SONRA GÜNDEME GELDİLER

Al-sat ekipleri gayrimenkul sektörüne göre çok uygun fiyatlarla aldıkları dairelerin depreme dayanıklı olmadığına bilmesine rağmen bir dış kaplama ve iç tadilatlar sonrası güçlendirme yapılmadan satışa sunulmaktadır. Örneğin 600.000 TL alınan bir dairenin al-satçının elinden çıktıktan sonra gerçekleşen satış bedeli olarak 1.500.000-1.600.000 TL satışa çıkarıldığı görülmektedir. Yapılan masraf tutarı ise takribi 200.000 TL olarak tespit edilmiştir. 

(Örnek Al-Sat Dairesi Keçiören/Ankara)

NELER YAPILMALI?

Bu sabah gerçekleşen Adana Depremi başta olmak üzere 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi sonrası büyükşehirlere bağlı belediyelerin denetimler konusunda hala gerekli önlemleri almamış olması yeni tehlikelerin önünü açtığı gibi gayrimenkul piyasasını da yapay şekilde şişirmeye devam ediyor. İkinci el araba piyasasında yapılan denetim sistemi gibi dairelerin rayiç bedelleri üzerinden mali şubelerin gayrimenkul şirketleri üzerinden denetimi sıklaştırması elzem görülüyor.