Hasan Nasrallah kimdir? Hayatını siyonizm ve emperyalizme karşı savaşa adadı! İşte Nasrallah'ın mücadeleyle geçen ömrü
Hasan Nasrallah'ın hikayesi Amerika ve İsrail'in onu neden öldürdüğünü anlatıyor. Hayatını siyonizm ve emperyalizme karşı savaşa adayan Nasrallah, 1992'de Hizbullah'ın genel sekreteri seçildi. Lübnan'ın 2000 yılındaki İsrail işgalinden kurtuluşunda, 2006'daki zaferin kazanılmasında katkıları oldu.
İsrail’i yenen büyük komutandı. 12 Temmuz 2006 tarihinde başlayan İsrail saldırısını göğüslemiş ve 33 gün süren savaşta İsrail'i yenilgiye uğrattı.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, 1992'de İslami direnişin şehit liderinin ardından Hizbullah'ın liderliğini üstlendi.
Lübnan'ın 2000'deki kurtuluşuna, 2006'daki zaferin kazanılmasına ve onur ve fedakarlık dolu diğer savaşlara öncülük etti. Son olarak, Filistin, Gazze ve mazlum Filistin halkına destek için verilen savaşı yönetti.
Hayatını siyonizm ve emperyalizme karşı savaşa adayan Nasrallah, 31 Ağustos 1960 tarihinde başkent Beyrut'un Burc Hamud bölgesinde doğdu.
Lübnan'da iç savaşın başladığı 1975 yılında 15 yaşında olan Nasrallah, ailesiyle birlikte memleketi Sur kentine bağlı el-Bazuriye köyüne döndü ve orada Şiî Emel Hareketi'ne katıldı.
Irak ve İran'daki dini merkezlerinde eğitim adı. Daha sonra Lübnan'a dönerek Emel Hareketi'nin lideri Abbas Musevi'nin kurduğu okulda öğrenim gördü.
İsrail'in 1982'de Lübnan'ı işgal etmesinden sonra Hizbullah örgütüne katıldı. Abbas Musevi'nin 1992'de İsrail tarafından öldürülmesinden sonra 12 Şubat 1992'de Hizbullah'ın Genel Sekreteri seçildi.
İsrail - Lübnan Savaşı sırasında 14 Temmuz 2006'da Nasrallah'ın birkaç saat önce ziyaret ettiği büro, İsrail'in attığı bombalarla imha edildi. Ancak Nasrallah sağ kurtulmayı başardı.
2011 yılında başlayan Suriye iç savaş kışkırtması ve ayaklanmalarında ABD ve İsrail’in eğitip donattığı terör örgütlerine karşı Suriye vatanını savundu. 10 binin üzerinde savaşçısını gönderdi. Çok sayıda komutanını da şehit verdi.
İran’ın Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin liderliğinde bölgesel direnişe de destek verdi.
Nasrallah aynı zamanda oğlunu direniş davasında şehit vermişti. Yaptığı açıklamada "Oğlumun cenazesini şehadet şerbetini içen şehit esirlerin naaşları ile birlikte canlı esirleri de geri almadan kabul etmeyeceğim. Görmek istediğim son cenaze oğlumun cenazesidir. Çünkü canlı esirler benim için oğlumun cenazesinden çok daha değerlidirler.” demişti.