Diyetlerin çoğu neden başarısız oluyor? Başarısızlığın beş nedeni!

Kas istirahatte çok fazla kalori yakar, bu nedenle onu azaltmak, diyete başladığınız zamana kıyasla metabolizmanızın yavaşlamasına neden olur. Sonuç, vücudumuzun ağırlığını korumak için uyum sağlaması ve daha düşük kalori alımı gerektirmesidir.

Bazı kilolu insanlar fazla yemek yemediklerini söylerler. Genellikle yalan söylemezler. Sorun şu ki, yanlış beslenme yaklaşımları nedeniyle metabolizmalarını bozmuşlar ve yıllardır yo-yo etkisi denilen kilo verme-alma mekanizmasında yer alıyorlar.

1- İŞTAHINIZI KONTROL EDEMEMEK

Gıda alımı kontrolü, çevreden (yağ dokusu, mide, bağırsak) bilgi toplayan ve beyinde gıda arama veya gıda dışı alım davranışlarına çevrilmek üzere işlenen karmaşık bir sinyaller ağından oluşur. Pek çok moda diyet, bilimi görmezden gelir ve güçlü açlık mekanizmalarını tetikler.

2- KALORİYİ HESAPLAYAMAMAK

Kaloriler önemlidir, ancak yediğimiz gıdalara verilen hormonal tepkiler de bir o kadar önemlidir. Şekerli bir içecekten alınan 100 kalori, örneğin brokoliden alınan eşit miktardaki kaloriden farklı bir hormonal ve metabolik etkiye sahiptir. Bugün, kanda yüksek düzeyde insülin sağlayan tüm yiyeceklerin (şeker, nişastalı yiyecekler, çok sayıda meyve) aşırı enerji koşullarında yağ birikmesine yol açtığını biliyoruz.

3- YAĞLI YİYECEKLER YEMEK

%0,1 yağ içeren ürünler, daha az tok olduklarından ve çoğu durumda metabolizmamızı değiştiren şeker veya endüstriyel tatlandırıcılar  eklendiğinden, beli inceltmek için kullanılmazlar. Yağlar diyetten çıkarılmamalıdır, gereklidirler, örneğin yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E, K) emilimini sağlarlar.

4- ARAŞTIRILMASI GEREKEN GİZLİ SORUNLAR

Enflamasyon durumuna yol açan nedenler vardır. Bunlar arasında şunları düşünüyoruz:

• Gluten veya laktoz gibi gıdalara karşı alerji veya intolerans 

• Bağırsak sorunları, Bağırsak mikrobiyotası, çoklu metabolik aktiviteleri sağlık durumunu etkileyen yüzlerce farklı bakteri türünden oluşur. Önemsiz gıdalar (endüstriyel, rafine gıdalar, şeker bakımından zengin, lif bakımından fakir gıdalar) veya antibiyotikler veya mide asitliği inhibitörleri gibi ilaçlar, hem enflamatuar olayları tetikleyebilir hem de gıdanın sindirilme ve emilme şeklini değiştirebilir;

• Toksinler, yaygın çevresel kimyasalların (böcek ilaçları, ev temizleyicileri, kozmetikler, hava kirliliği ve ağır metaller) "obezojenik" olabileceğini keşfetti. Yani yukarıda bahsedilen maddeler sizi şişmanlatır. Hayvan çalışmalarında, toksin verilen sıçanların, aynı diyet kalori alımını almalarına rağmen kilo aldıkları gösterildi. 

5- NE YAPMAK İSTEDİĞİMİZİ BİLMEMEK

Sağlıklı kalmak, planlanması gereken bir projedir. Bugün genetiğin yalnızca yaklaşık %30'unu oluşturduğunu biliyoruz; gerisi bize, nasıl yediğimize, nasıl hareket ettiğimize, nasıl nefes aldığımıza ve nasıl düşündüğümüze bağlıdır.  

Sonuç olarak, kilo vermenin ve asla geri almamanın anahtarı iki basit şeydir. İlk olarak, vücudumuzu "aç bırakan" sinir bozucu yöntemlerle değil, açlığı ve tokluğu kontrol etmede rol oynayan hormonları ve nörotransmiterleri yeniden dengeleyerek iştahımızı kontrol edelim. Yapılacak ikinci şey, gün boyunca daha fazla kalori yakmak için vücut kompozisyonunuzu iyileştirmektir.

Ne yazık ki yanlış diyetler tam tersini yapıyor yani açlığı artırıp metabolizmayı düşürüyor.