SETA raporuna göre Türkiye o ülkelerle karşı karşıya gelecek
Türkiye’nin dış politikasına ilişkin yönlendirme analizler yayınlayan SETA, dikkat çeken bir 2025 güvenlik raporu hazırladı.
Rapora göre Türkiye, Rusya ve İran’la karşı karşıya gelecek, ABD ile yakınlaşacak. SETA, Türkiye’nin, Suriye’deki PKK sorununu da ABD ile çözebileceğini ileri sürüyor.
Siyaset Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı “SETA Güvenlik Radarı: 2025’te Türkiye’nin Jeopolitik Ortamı” adlı bir rapor yayınladı. Raporda Türkiye’nin Atlantik dünyasına yakınlaşması, bölgedeki komşulara ise uzaklaşması arzu edildi.
Türkiye’nin dış politikasına ilişkin yönlendirici değerlendirmeler yapan SETA, küresel belirsizlikler döneminde Türkiye’nin NATO, ABD ve AB ile ilişkilerde stratejik fırsatları yaratması gerektiğini savundu.
2025’te Türkiye’nin Rusya ve İran’la ilişkilerinde ayrışma olacağı savunulan raporda, ABD, NATO ve AB ile ilişkilerde ise stratejik ilerlemelerin katedileceği kaydedildi. Raporda, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege Denizi ve Yunanistan’la ilgili hiçbir değerlendirmenin yer almaması dikkat çekti.
Raporda, Türkiye’nin NATO’nun güneydoğu kanadındaki Rusya tehdidine karşı caydırıcılık sağladığı savunuldu. Ayrıca Türkiye’nin NATO taahhütleri ve jeopolitik öncelikler nedeniyle de Rusya’ya temkinli bir yaklaşım benimseyeceği belirtildi.
SETA raporunda, Suriye’nin, Türkiye-İsrail ve Türkiye-İran aarasında çıkar çatışmalarına yol açabilecek bir alan olduğu öne sürüldü. Dolayısıyla Türkiye’nin Suriye’de terörle mücadeleye verdiği önceliğin İsrail ile çatışmalara; İran’ın Suriye'deki etkisinin zayıflaması ve İran’ın bölgede asimetrik unsurları desteklemesinin ise İran’la çatışmalara zemin hazırlayacağı iddia edildi.
Raporda yeni tehditlerinNATO'nun dönüşümünü gerektirdiği öne sürülerek, Türkiye’nin "eksen kayması" suçlamalarına rağmen NATO hedeflerine bağlı kalmayı sürdüreceği savunuldu.
Raporda dikkat çeken bir değerlendirme ise Suriye’deki PKK/YPG sorununun ABD ile halledilmesi oldu. Türkiye ve ABD'nin PYD konusunda karşılıklı bir uzlaşıya vararak işbirliği temelli bir çözüm üretebileceği savunuldu. Bu senaryonun, her iki ülkenin güvenlik endişelerini dikkate aldığı, DEAŞ’la mücadelede işbirliğini ve Türk-Amerikan ilişkilerini pekiştireceği ileri sürüldü.