Bessam Abu Abdullah: "Vatan Partisi korkusuzca Suriye'nin yanında"
Ulusal Kanal ekranlarında yayınlanan Görüş Alanı programının konuğu Eski Suriye Enformasyon Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Bessam Abu Abdullah ve Türk-Arabi Dostluk Hareketi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yuva oldu. Programda Türkiye-Suriye ilişkilerine dair önemli başlıklar konuşuldu.
Eski Suriye Enformasyon Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Bessam Abu Abdullah ve Türk-Arabi Dostluk Hareketi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yuva, Türkiye-Suriye ilişkilerine dair önemli başlıkları konuştu.
Bessam Abu Abdullah, bir röportajında "Türkiye'de Altılı Masa'ya değil Vatan Partisi'ne güveniriz" ifadeleri hakkında konuştu. Bessam Abu Abdullah şu ifadeleri kullandı:
- Her şeyden evvel özellikle Suriye kamuoyunda ve Türkiye kamuoyunda da, Vatan Partisi'nin Suriye politikalarının geniş kesimlerce yeterince bilinmediği veya takdir edilmediği -bu sebeple de bu konuya işaret etmek istedim-, Vatan Partisi'nin küçük, parlamentoda temsil edilmeyen bir parti olarak görüldüğü ve değerlendirildiği kanaatine vardığım için, bu partinin Suriye-Türkiye münasebetlerine yapmış olduğu çok büyük olumlu katkılara dikkat çekmek istedim.
"VATAN PARTİSİ KORKUSUZCA SURİYE'YLE DAYANIŞMA İÇİNDE"
Bessam Abu Abdullah, Vatan Partisi'nin Suriye ile dayanışma içinde olduğunu belirterek, Suriye kamuoyunda bu hususun bilinmesi gerektiğini belirtti. Bessam Abu Abdullah şu ifadeleri kullandı:
- Bir başka önemli husus, Arap kamuoyunun bilmesi gereken husus, özellikle Büyük Ortadoğu Projesi'nde Suriye'nin maruz kaldığı ama aynı zamanda Suriye'nin maruz kaldığı bölünme politikalarının Türkiye'ye de aynı şekilde olumsuz yansıyacağı ve bu bölünmenin Türkiye'yi de tehdit edeceği gerçeğinden hareketle, bu tür çalışmaları ve faaliyetleri ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin bünyesinde taşıdığı meydan okumaları ve tehditlere çok bariz bir şekilde dikkat çeken partilerin başında Vatan Partisi gelmekteydi. Ayrıca Suriye'yle dayanışmayı 11 senedir yapan, Suriye'yle dayanışma için de tereddüt içinde kalan, hatta korkan ve çekinenlerin bolca olduğu yıllarda Vatan Partisi korkusuzca Suriye'yle ve Suriye'nin mücadelesiyle dayanışma içinde olduğunu göstermiştir. Aslında bununla, Suriye'deki mücadelenin Suriye'nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği için yapıldığını ve bunun da Türkiye'ye çok önemli yararlar sağlayacağı bilincinden hareket ederek, her ilki ülkenin de milli güvenliğine dikkat çeken önemli çalışmalara imza attığı için bunu Suriye kamuoyu ve Arap kamuoyuyla paylaşmayı görev bildim.
ULUSAL KANAL'IN ESAD RÖPORTAJI
Bessam Abu Abdullah, Suriye meselesinin en yoğun yaşandığı dönemlerde Ulusal Kanal'ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Essad ile yaptığı röportaja değinerek şu ifadeleri kullandı:
- Bir başka önemli hususu, özellikle Suriye halkının vicdanında önemli bir yer işgale eden Ulusal Kanal'ın görevlerine ve sorumluluklarına dikkat çekmek istedim. Biliyorsunuz hemen herkes bir çekingenlik ve korku durumu içerisindeyken Ulusal Kanal Şam'a gelerek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la çok önemli bir röportaj yapmıştır. Suriye tarafının, yaşadığımız olaylarla ilgili görüşlerini, Esad'ın konuya bakış açısını korkusuzca Türkiye kamuoyuyla paylaşmıştır. Hatta o tarihte, çok iyi hatırlıyorum, Davutoğlu çıkmış ve Ulusal Kanal'ı çok ağır eleştirmişti. İşte, "bir diktatörün, bir zalimin görüşlerini yansıtmaktadır, propaganda etmektedir" yönünde bir eleştirisi olmuştu. Buna mukabil Ulusal Kanal korkusuzca çıkmış, "Biz Esad'a korkusuzca ve yönlendirme yapmadan sorduk ve kendisinden samimi cevaplar aldık. Eğer sizde aynı cesaret varsa buyrun Ulusal Kanal mimberine gelin ve orada aynı soruları size yöneltelim ve siz de cevaplarınızı korkusuzca kamuoyuyla paylaşın" diyebilmiştir. Bu cesareti gösterebilmiştir. Bunun da taktir edilmesi, bilinmesinin önemli olduğunu hissettim. Bu şekilde bunu yazımda ve televizyondaki programımda bahsettim.
BESSAM ABU ABDULLAH'TAN ALTILI MASA YORUMU
Bessam Abu Abdullah, Türkiye'de Altılı Masa'nın Suriye meselesi ve mülteci konularını siyaseten kullandığını belirtti. Abdullah, Altılı Masa'nın bu açıklamalarına Türkiye kamuoyu tarafından dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
- Prensip itibariyle Suriye Devleti ve politikaları Türkiye'deki iç politikaya karışmak ve taraf olmak yönünde değildir. Bu Türkiye'nin iç politikasıyla ilgilidir. Ancak benim şahsi görüşüm ki Suriye'de bu yönde bana çok sık sorular gelmektedir. Siyasi programlarda bu konuyla ilgili görüşüme başvurulmaktadır ve aydınlar olarak biz bunu Suriye'de de tartışmaktayız. Suriye kamuoyunu, özellikle Suriye'deki siyasi partilerin tavırlarını, Suriye meselesinde takındıkları pozisyonu, uluslararası konularla ilgili siyasi partilerin görüşlerini öğrenmek ve bilmek istemektedirler. Bu sebeple de bu konuya değindim ve bu konu hakkında uzunca yorumlar yaptım. Suriye meselesinde, maalesef Vatan Partisi ve çok nadiren başka partilerin yaklaşımlarından farklı olarak, bugün Altılı Masa olarak bildiğimiz ve ana muhalefet olarak mevcut olan siyasi partilerin, Suriye'nin en zor dönemlerinde, Suriye'nin yaşadığı işgal, terör ve çok yoğun baskılar döneminde şu an ifade ettiklerini duymamaktaydık. Şu an mülteci konularını, Suriye'yle ilişkilerini iyileştirmek istedikleri, Suriye'yle görüşmek istedikleri yönünde yapılan açıklamaların seçim yatırımı olarak yapıldığı ve kamuoyu hassasiyetlerinden mütevellit konuyu sürekli sıcak gündemde tuttuklarını görmekteyiz. Halbuki o dönem bu partiler konuyla ilgili herhangi bir ifade kullanmazken aksine aslında o tarihte çok büyük hatalar ve yanlışlar yapan hükümetin politikalarına benzer bir tavır, pozisyon sergilerken, Vatan Partisi ve Sayın Doğu Perinçek Suriye konusu ve meselesinde onlardan farklı davranmış, cesurca açıklamalarda bulunmuş ve Suriye Devleti ve halkıyla dayanışma içinde olmuştur. Ayrıca altı partinin oluşturduğu muhalefete baktığımız zaman, özellikle HDP'yi bunlardan ayrı tutuyorum zira HDP'nin Suriye politikaları ve özellikle Fırat'ın doğusunda yaşanan hadiselerde takındığı tavrı ve pozisyonu Suriye'de de görmekteyiz ve bilmekteyiz, bu partilerden özellikle Amerikan işgali, PKK'nın o bölgede gündeme aldığı bölücü politikalarla ilgili, özerk idareler ve yönetimler kurmasıyla ilgili, Suriye'nin bütünlüğünü, üniter yapısını tehdit eden bu çalışmalar ve faaliyetlerle ilgili, bu örgütün ve birlikte hareket ettiği Amerika'nın çalınan petrol, buğday, pamuk vesaire gibi konularda hiçbir açıklamasını duymamaktayız. Amerika'nın oradan gitmesi gerektiği, PKK'nın yaptığının yanlış olduğununu ifade eden söylem ve eylemlerine şahit olmamaktayız. Başka biir önemli husus ise özellikle bu partilerin Suriye düşmanı olan Batı'dan medet ummaya çalıştıkları, Amerika ve İngiltere'yle ilişkilerini düzenlemeye çalıştıkları... Halbu ki Suriye'nin dostu olan İran, Rusya ve Çin'le bu partilerin iyi ilişkiler kurmadıklarını görmekteyiz. Bütün bu tablonun Suriye kamuoyu tarafından bilinmesi ve Suriye meselesinin suistimal edilmemesi ve Suriye meselesinin bu partiler tarafından seçim yatırımı olarak kullanılmamasını ümit ettiğim için kamuoyuyla bu bilgileri paylaştım.
VATAN PARTİSİ'NİN SURİYE ZİYARETİ
Bessam Abu Abdullah, Vatan Partisi'nin Suriye ziyaretine ilişkin de açıklamalarda bulundu. Bessam Abu Abdullah şu ifadeleri kullandı:
- Özellikler Vatan Partisi'nin ziyaretiyle ilgili olarak şu önemli hususların altını çizmek isterim. Türk kamuoyunun da bunu bilmesinde yarar var çünkü bazı kesimlerin bu konuyu suistimal ettikleri ve bu konudan istifade etmeye çalıştıklarını gördüm. Vatan Partisi'nin Suriye'ye resmi bir ziyareti olacaktı. Vatan Partisi Suriye'nin dostu olarak, bütün Türkiye'deki Suriye dostları her daim Şam'da çok geniş kesimlerce ve devlet erkanı tarafından her daim bu ziyaretlere açık olmuştur. İkili ilişkileri, özellikle Baas Partisi'yle Vatan Partisi arasında olsun, devlet erkanıyla Vatan Partisi yetkilileri arasında olsun her daim samimi, açık, net, şeffaf, dostluğa ve dayanışmaya dayalı çok güzel ilişkiler olmuştur ve bu ilişkiler her daim sürecektir ve sürmektedir. Vatan Partisi'nin yapmak için planladığı ve Suriye Devleti'nin davetiyle gerçekleşecek ziyaret sadece ertelendi. Bu ertelemeyi gerektiren uluslararası ajandalar vardı. Bunu zaten Vatan Partisi'yle Suriye Devleti paylaşmıştı. Bunu Vatan Partisi de anlayışla kabul etmiş ve ziyaretin başka bir tarihte yapılması her iki tarafın onayıyla da öngörülmüştür. Bu ziyaretin yakın zamanda yapılması beklenmektedir ve olacaktır. Bu sebeple ister sarı basında, ister bazı kötü niyetli kesimlerce suistimal edilmemesi gerekmektedir. Buna karşı kamuoyunun duyarlı olmasında yarar vardır.
"TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİ NORMALLEŞMELİ"
Bessam Abu Abdullah, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi gerektiğini belirtti. İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin hem güvenlik hem de ekonomik anlamda faydalı olacağını belirten Abdullah şu ifadeleri kullandı:
- Türkiye Suriye münasebetlerinin normalleşmesi gerektiğini, ikili diplomatik ilişkilerin tesis edilmesi gerektiğini başından beri anlatıyorduk. Buna muhtaç olduğumuzu, iki komşu ülkenin dost olması gerektiğini, ikili ilişkilerin iki ülkenin milli güvenliğine, iktisadi çıkarlarına hizmet etmesi gerektiğini başından beri ifade ettik. Geldiğimiz nokta itibariyle Türk yetkililerinden konuyla ilgili gelen açıklamaları olumlu buluyorum. Açıklamalarla ilgili Suriye tarafından herhangi bir yorum henüz yapılmadı. Ancak bu yorum Moskova'dan geldi. Suriye dostu olan Moskova'nın bu açıklamaları olumlu bulduğu ve bu olumlu atmosferin olumlu neticeler getireceğine ilişkin açıklamaları olmuştu. Suriye'nin, Türkiye'yle Suriye'de birlikte hareket etmesi için üç önemli dosyayı elinde tuttuğunu biliyoruz. Suriye ve Türk İstihbarat başkanlarının uzun bir süredir bir araya geldikleri, ama son zamanlarda sıkça görüştükleri ve bu dosyaları tartıştıkları ve bunları görüştükleri ve bunların çözümü için birlikte hareket ettiklerini biliyoruz. Bu üç dosya, birincisi TSK'nın Suriye topraklarından çekilmesiyle ilgilidir. Suriye tarafı TSK'nın oradaki varlığını, en azından şimdilik hemen çekilme konusunda bir ısrarın olmaması gerektiğini ama Türk tarafının açık ve şeffaf bir şekilde, samimiyetle TSK'nın Suriye'den çekilme takvimini açıklaması gerekmektedir. İkinci dosya İdlip'te mevcut olan birçok farklı terör örgütünün varlığıdır. Üçüncü dosya da özellikle Suriye'yi bölmek isteyen ABD'nin işgalinin nasıl bitirilebileceği ve onunla birlikte hareket eden PKK'ya karşı Türkiye, Suriye ve Rusya'nın nasıl hareket edeceğidir. Bu hususa karşı üç ülkenin nasıl hareket edeceğine dair bir mutabakat olduğunu biliyorum. Türkiye tarafı, bu dosyalarla ilgili Suriye tarafını tatmin edecek açıklamalar, eylem ve söylemlerde bulunmalıdır. Suriye tarafı meseleye bir bütün olarak bakmaktadır ve devletler arası ilişki olarak bakmaktadır. Türkiye'de kimi iktidarda olduğundan ziyade Türkiye'nin çıkarlarının ne yönde olduğu, kendi güvenliğini, huduttaki huzuru istikrarı sağlayacak meselenin nerede olduğunu, bu masadaki dosyaları dikkate alarak hem kendi güvenlik meselesini hem Suriye'nin güvenlik ihtiyaçlarını çözebileceğine inanıyorum.
- Türkiye ve Suriye dünyanın nabzıdır. Bu bölgedeki güvenlik sorunu çözüldükçe iktisadi olarak da ilerleme kaydedilecektir. Bu sebeple dikkat ediniz, sürekli olarak bölgemiz askeri olarak işgallere maruz kalmaktadır. Bu işgaller yüzünden bölge halkları maalesef hem üretimden uzak kalmakta hem ticari faaliyetleri yapamamakta hem de mevcut olan genel zenginliği ve kaynakları kendi halklarının çıkarına kullanamamakta. Bu sebeple hem Suriye bir Amerikan işgaline maruz kalmakta hem başka ülkelerin savaş tehditine maruz kalmakta. Aynı şeyi bugün Türkiye yaşamakta. Ege adalarını silahlandırıyorlar. Amerikalılar oraya birçok üs inşa ediyorlar. Ege Bölgesi'nden, Suriye'den, Akdeniz'den Türkiye ve Suriye sürekli tehditlere maruz kalmaktadır. Neden? Bu tehditler ve bu işgaller, iki ülkenin sürekli güvenlik sorunlarıyla boğuşması, krizlerle boğuşması, siyasi istikrarsızlık içinde debelenmesi içindir. Bu halde olan ülkeler iktisadi olarak büyüyemez, iki ülkenin doğal olan ticareti gerçekleşmez. Dikkat ediniz Suriye'ye bu savaş empoze edildikten sonra Türkiye Arap Dünyası'na taşıyabildiği ürünlerini artık taşıyamamaktadır. Başka güzergâhları kullanmak zorunda kalmaktadır. Buda ücretleri arttırmaktadır. Bu ücret artışlığı, Türkiye ürünlerinin başka pazarlarda rekabet gücünü de zayıflatmaktadır. Halbu ki daha önce Suriye'de istikrar olduğu zamanlarda, Türkiye ürünleri Suriye üzerinden birçok bölgeye çok hızlı gidebilmekte, Suriye üzerinden Türk ürünlerinin gümrüksüz ve vergisiz 22 Arap ülkesinde sorunsuz tedavüle girdiğini de görmüştük. Bugün bu imkanlardan yararlanamamaktadır. Bu sebeple iki ülkenin iktisadi çıkarları bu bölgenin güvenliği ve siyasi işbirliği sayesinde gerçekleşecektir.
- Eğer Amerika Türkiye Suriye yakınlaşmasından memnun olsaydı o zaman bu ilişkiyi sorgulamamız gerekirdi.